Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Bir devrin sonunun şahitleriyiz. Çok sancılı oldu benim açımdan ama bu romanı hem okumasıyla hem içeriğiyle tanımlayacak ilk kelime de budur o yüzden çok garipsemeyin lütfen. Her şeyden önce belirtmeliyim ki: Bu uzun serüvende Öznur sayesinde nice arkadaşlıklar edindim nice güzel sohbetlerden yüzümde bir sevinçle ayrıldım. Zor zamanlarımda hep
Mahmud Es'ad Hoca'nın sohbetlerinden derlenmiş olan eserde özellikle "Cihat" ruhundan ve bu ruha sahip olmak için yapılması gerekenlerden bahsediliyor. Eğitimde, teknolojide, siyasette... her alanda müslümanların da öne çıkma gayreti ve azminde olması üzerinde çokça duruluyor. Bizim bu anlamda gelişmemize engel olan sorunları o zamana göre ele almış olsa da günümüzde de aynı sorunları yaşamaktayız maalesef.
Florence Given Kitap kapağına baktığınızda aslında kızlar için sırf şirin görünüyor diye alasınız geliyor ama mesele bu değil. Asıl mesele bir kadının nasıl olması ya da olmaması ile ilgili. Kitabın profesyonel biri tarafından yazıldığını düşünmüyorum sanki edindiğim tecrübeleri word dosyasına geçirsem ben de bu tarz bir kitap çıkarabilirmişim gibi ama kitabı bitirince anlıyorsunuz ki okuduğunuz şeyler, sanki tecrübeli bir arkadaşınız tarafından destekleyici bir konuşma dinliyormuşsunuz hissini veriyor. 21. Yüzyılda hala cinsiyet eşitsizliği, ırkçılık ve homofobiyle karşı karşıyayken aslında haberimizin bile olmadığı cinsiyetçi, ırkçı ve homofobik nelere maruz kaldığımızı gösterip dünyaya siktir çekmenizi kolaylaştırıyor. Sadece kadınların değil herkesin okuması gereken farkındalık yaratan eğlenceli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Medresesiz cami olmaz. medresiz cami tek kollu ceket, tek ayaklı pantolon, tek kanatlı kuş, tek bacaklı adam gibidir. Olmaz!
İbadetle ilim, ilimle irfan, mektep ve cami bir arada olacak. Bir cami yapsanız 4 tane minaresi on tane şerefesi olsa yanında medresesi yoksa caminiz eksiktir, yarımdır.
Cami yaptınız erkekler kısmı var, kadınlar kısmı yok; eseriniz yarımdır.
Beni Gaziantep'te bir camiye götürdüler. Osmanlı mimarisine uygun.
"Nasıl hocam? Beğendiniz mi?" diye sordular.
"Kadınlar kısmı nerede?" dedim.
"Yok" dediler.
" O halde caminiz yarım." dedim.
Cami bitiyor ama aslında yarım.
Hanımlarını, kızlarını İslâmî terbiye ile yetiştiremeyen bir il, hiç tam olur mu? Olmaz!
"Geç farkettik taşın sert olduğunu. Şu insanı boğar, ateş yakarmış. Her geçen günün bir dert olduğunu, insan böyle olayları yaşadıktan sonra anlarmış." diyeceğiz yani.