İbni Ebi Zübab dedi ki : - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: " Allah'ın kulları olan kadınları dövmeyin". Ebu Davud, Nikâh 43/2146
T. C. Başkanlığına; Münderis saltanat hanedanı azasindan Sabahattin Bey'in milli irfanımıza hizmetlerini ve vatan uğrundaki mücahedelerini layıkıyla takdir eden sayın hükümetimiz merhumun cenazesini vatan toprağına nakil ve defnettirmek müsaadesini vermekle yüksek değer bilirliği gösterdi. Vârislerinin vekili bulunduğum Abdülmecid bin Abdülaziz Han'ın milli ittihad ve istiklal davamıza zamanın da ettiği hizmetleri ve san'atımıza yadigar bıraktığı eserleri 12. 2. 1952 tarihli ve 3/2146 No.lu dilekçemle arzetmiştim. Sayın hükümetimizin Müşârünileyh hakkında da aynı kadirşinaslığı göstererek ,vasiyeti mucibince ailesi tarafından memleketimize nakli için arada mükerreren izin istenen ve uzun gurbette vatan hasretinden doğan bu son dileğinin bir gün yerine getirilebilmesi ümidiyle Paris Camiinin bir hücresinde sekiz yıldan beri bekletilen tahnit adilmiş cenazesinin, insanlık hakkına hürmeten, vatan toprağına nakil ve defnine artık inâyeten müsaade buyurulmasını sayın hükûmetimizden müekkillerim adına ve saygıyla dilerim. Mağfur Abdülmecid bin Abdülaziz Han varislerinin vekili, İstanbul , Ortaköy , Salih K. Nigar
Reklam
Bir ara Medineli kadınlar Muhammed'e başvurarak, kocala­rının kendilerine haksızlık yaptıklarını, hatta kendilerini döv­düklerini söylüyorlar. Buna karşı Muhammed, hanımını döven erkeğe kısas uygulanması gerektiğini söylüyor ve bu konuda kadınların lehine bir karar veriyor. O arada Halife Ömer Muhammed'in böyle bir fetva verdiği haberini alınca, Muham­med'e varıp kendisine, "Kadınlar erkeklere karşı azdılar (Ömer, -sanki- Muhammed'e 'sen ne yapmak istiyorsun' demek sure­tiyle buna engel olmak istiyor)" şeklinde itirazda bulunuyor. Ömer'in bu itirazı üzerine, Muhammed hemen ifade değiştirip erkeklerin hanımlarını dövebileceklerini söylüyor. Bu sözü du­yan kadınlardan 70 tanesi, Muhammed'İn evine doğru yürüme­ye başlıyor. Bu kez zor durumda kalan Muhammed, kesin yasak anlamında değil de öneri anlamında erkeklere hitaben, "Hayırlı olan erkekler, hanımlarını dövmezler" şeklinde vaziyeti kurtarmaya çalışıyor. Bu olay, birçok kaynakta geçmektedir. [33] 33: Ebu Davud. Nikah, 41, No: 2146 dipnotunda. Buhari'nin de Tarib-i Kebir'de yazdığım belirtiyor; İbn-i Mace. Nikah, No; 1985; Nesai, Üşret-i Nisâ, s. 166; Beyhakı, Sünen-i Kübra, 7/30.5; Abdurrazzak, Musannaf, 9/442, No: 17945; Sünen-i Daremi, 2/147; Müslim. Fedail. No; 2396‘da farklı bir şekilde değin­miş; Hakim. Müstedrek, 2/188; Taberani, Mucemi Kebir, 1/270, No: 748,
Imanin Hakikati
6- (19)- Hz. Ali (kerremallahu vechehu) diyor ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Kidi dort şeye inanmadikca mumin olmus sayilmaz: Allah'tan baska ilah olmadigina ve benim Allah'in kulu ve elcisi Muhammed olduguma, beni (butun insanlara) hakla gondermis bulunduguna sehadet etmek, olume inanmak, tekrar dirilmeye inanmak, kadere inanmak" Tirmizi, Kader 10, (2146). ACIKLAMA: Aliyyu'l-Kari buradaki nefyin kemal'e degil asl'a raci oldugunu belirtir. Yani, bu sayilanlardan birinin eksikligi nakis bir muminlik ortaya cikarmaz, "kufru ortaya cikarir. Bu dort esas birbirinin lazimidir, kemale erdiricisi degil. 1- iki sehadetin ikrari: Allah'in birligi ve Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in butun insanliga gonderilmis oldugu. 2- Olume, yani dunyanin fani olduguna iman: Bunda Dehrilerin iddia ettigi alemin kidem ve bekasi inancinin reddedilmesi soz konusudur. Gunumuzde de bu inanc komunizm seklinde berhayattir. Cunki komunizm sadece bir ekonomik sistem degil, ayni zamanda bir inanc sistemidir. Temel akidesi dinleri "afyon" kabul edip tevhid-risalet-ahiret esaslarina dayanan dinleri reddetmektir. Alemin terkib-tahlil seklinde ilanihaye devam edercegini iddia eder. Bu nebevi sozle, olumunde Allah' in yaratmasyla (Mulk suresinin bas kismina bakilsin) oldugunun ikrar edilmesi kastedilmis olabilir. Cunku bir kisim tabiatcilar olumu "biyolojik mizacin bozulmasi"yla izah etmislerdir. 3- Ba'su ba'de'l mevt, yani olumden sonra dirilmeye inanmak: Bu inancin icine hesap, cennet-cehennem vs. inanclari mevcuttur. 4- Kadere inanmak: Yani alemde cereyan eden hersey Rabbulalemin'in takdiriyle, kaderiyle olmaktadir, tesadufe yer yoktur.
Sayfa 66 - AkcagKitabı okudu