Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ancak şunu sormadan edemeyeceğim: Başörtüsü konusunda Gürüz'ü hasım seçenler, aşağıdaki sözlerin sahibinin de hasmı olmak durumundadırlar: "Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez veya bir peştemal veya buna münasil bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın mana ve medlûlü nedir? Efendiler! Medeni bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi vaziyete girer mi? Bu hal milleti çok gülünç gösteren bir manzaradır. Derhal tashihi lazımdır." (Mustafa Kemal, 30 Ağustos 1925, Kastamonu.) Eğer hal böyle ise, başörtüsü konusunda Gürüz'ün hasımları arasındaki milletvekillerimiz, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığı içeren yeminlerine sadakatten vazgeçmişler demektir. Sayın Başbakan Yardımcımız Dr. Devlet Bahçeli Bey başta olmak üzere, bunun böyle olup olmadığını kendilerine bu yazım marifetiyle sormak isterim.
Sayfa 114Kitabı okudu
30 Ağustos 1925'te Kastamonu'da halkına şu sözleri söyledi
Efendiler ve Ey Millet, İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, mürit ler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat (yollar), tarikat-1 medeniyettir (uygarlık yollarıdır). Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir.
Sayfa 36 - İnkılap KitapeviKitabı okudu
Reklam
Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. 30 Ağustos 1925 Kastamonu Cumhuriyet Halk Fırkası'nda Nutuk (ATABE, c.17, s.294; Hâkimiyeti Milliye, 1 Eylül 1925, No: 1515, s.1-2; Cumhuriyet, 1 Eylül 1925, No: 472, s.1-2; İkdam, 1 Eylül 1925, No: 10202, s.1-2; Akşam, 2 Eylül 1925, No: 2474, s.1-2; Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s.213-217)
Sayfa 222 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Türbelerden, ölülerden yardım istemek medeni bir toplum için lekedir, ayıptır. 30 Ağustos 1925 Kastamonu Cumhuriyet Halk Fırkası'nda Nutuk (ATABE, c.17, s.294; Hâkimiyeti Milliye, 1 Eylül 1925, No: 1515, s.1-2; Cumhuriyet, 1 Eylül 1925, No: 472, s.1-2; İkdam, 1 Eylül 1925, No: 10202, s.1-2; Akşam, 2 Eylül 1925, No: 2474, s.1-2; Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s.213-217)
Sayfa 222 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Efendiler, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkı medenidir. Tarihte medenidir, hakikatte medenidir. Fakat medeni âleme -ben sizin öz kardeşiniz, arkadaşınız, babanız gibi söylüyorum- medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, fikriyle, zihniyetiyle medeni olduğunu ispat etmek ve göstermek mecburiyetindedir. Medeniyim diyen Türkiye
Sayfa 217 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Ey memleketi seven ve memleketi, milleti için hayatını fedadan çekinmemiş bulunan kıymetli vatandaşlar! Hep beraber bütün cihana açık olarak ifade edelim ki bunca inkılapların şuurlu kahramanı olan bu millet, medeniyet güneşinin bütün hararetini almıştır. Şüphe etmeye mahal var mıdır ki bu hararetin feyizleri elbette emrivaki halinde feyizli olarak fışkırmaktadır. Muhterem arkadaşlar, gerçi çok kısa bir zamanda seri ve yoğun denilecek kadar siyasi, idari, toplumsal inkılaplar yaptık. Bu yaptıklarımızın sürat ve yoğunluğundan ancak memnuniyetle ve bahtiyarlıkla bahsolunabilir. Çünkü bu böyle olmasaydı, kurtuluş ihtimali tehlikeye düşebilirdi. Emniyet etmek lazımdır ki ve böyle yapmak zarureti olduğu içindir ki böyle yaptık. 27 Ağustos 1925 İnebolu Türk Ocağı'nda Nutuk (ATABE, c.17, s.284-285; Cumhuriyet, 29 Ağustos 1925, No: 469, s.1-2; Vakit, 29 Ağustos 1925, No: 2752, s.1; Hâkimiyeti Milliye, 30 Ağustos 1925; No: 1513, s.1; Akşam, 30 Ağustos 1925, No: 2471, s.1; Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri II, s.208-212)
Sayfa 216 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki bir kitlenin bir parçasını ilerletelim, diğerini ihmal edelim de kitlenin tamamı ilerlemeye mazhar olabilsin? Mümkün müdür ki bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin? 30 Ağustos 1925
Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. (Sürekli alkışlar.) Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için kâfidir. Tarikat reisleri bu dediğim hakikati bütün açıklığıyla idrak edecek ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapayacak, müritlerinin artık reşit olduklarını elbette kabul edeceklerdir. 30 Ağustos 1925 Kastamonu Cumhuriyet Halk Fırkası'nda Nutuk
Paşa Hazretleri hurafelere dair misallerle tafsilat verdiler. Türbelerden, yalancı evliyalardan bahsederek: Türbelerden, ölülerden yardım istemek medeni bir toplum için lekedir, ayıptır, dediler. Sonra tekkelere intikal ederek aşağıdaki beyanatta bulundular: Mevcut tarikatların gayesi, kendilerine tabi olan kimseleri dünyevi ve manevi olan hayatta saadete mazhar kılmaktan başka ne olabilir? Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamıyla medeniyetin yaydığı ışık karşısında filan ve falan şeyhin yol göstericiliğiyle maddi ve manevi saadet arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni camiasında mevcudiyetini asla kabul etmiyorum. (Şiddetli alkışlar.) 30 Ağustos 1925 Kastamonu Cumhuriyet Halk Fırkası'nda Nutuk
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.