Sünnet ve Farzın Peygamberimiz (sav) Tarafından Tatbiki
Resûlullah, teravih namazını müslümanlara sünnet kılınca müslümanlar akın akın teravih namazına geldiler. Dört gün boyunca böyle sürdü. Beşinci günde ise bekledikleri halde Resûlullah sabah namazına kadar gelmeyip teravih namazını kıldırmadı. Ne olmuştu da Resûlullah teravih namazı için mescide gelmemişti? Teravih namazını niçin kıldırmamıştı?. Sabah namazını kıldırdıktan sonra sorar gözlerle kendisine bakan cemaate dönerek: " Teravih namazını kılma konusunda ne kadar istekli olduğunuzu gördüm. Buna rağmen yanınıza gelmedim. Çünkü bu namazın sizler için farz hâline gelmesini istemedim. Eğer sizler için farz olursa uygulamada zorlanacağınızı, sıkıntıya düşeceğinizi düşündüm*" dedi. Sonra bir tavsiyede bulundu: " Bu namazı kılmak istiyorsanız bunu evlerinizde yapın.**"
*Buharî,Ezân 80 Libâs 43; Ebû Dâvud, Salât 243
** Buharî, Salât 52, Teheccüd 38; Müslim, Musâfirîn 208; Ebû Dâvud, Salât 346; Tirmizî, Salât 331; Nesâi, Salâtu'l-Leyl 1.
İbn Kesir343, Abdurrahman b. Avf 'ın, adaylık feragatinden sonra, her iki adaya şöyle dediğini rivayet eder: "Ben bu işten feragat ettikten sonra ikinizden birini seçersem kabul eder misiniz? Onlar "evet" dediler. Daha soma Abdurrahman b. Avf, her ikisinin meziyetlerini sayarak, onlardan; seçildikleri takdirde, adil
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye