* evet tabii ki spoiler içerir
_Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı
Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum...
Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah"
youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=...
Bir
İbnu Ömer’in anlattığına göre, "Kendisi, sekiz yüz dirheme bir köle satar ve satarken "kusursuz" olduğunu söyler. Ancak, satın alan kimse bilahere: "Kölede bir hastalık var bana söylemedin" der. İhtilaf Halife Osman'a götürülür. Adam: "Kölede hastalık olduğu halde, haber vermeksizin bana sattı" der. Abdullah: "Ben onu 'kusursuz' olarak sattım" der. Osman sattığı zaman kölede kusur olduğunu bilmediğine dair yemin etmesine hükmetti. Abdullah yemin etmekten imtina ederek, köleyi geri aldı. Köle yanında sıhhate kavuştu. Sonra onu yeniden sattı ve bu sefer bin beş yüz dirhem aldı."
Kaynak: Muvatta, Büyü 4, (2, 613).
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir:
"...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
4. Murat – Ahmet Haldun Terzioğlu
Yazarın KÖSEM SULTAN ve GENÇ OSMAN romanlarını okumuştum. Her ikisi de beklentimin üzerindeydi. Anlatım akıcı dil yalındı. Yazar akademik bir dil kullanmamış tarihi olayları bir roman kurgusu içinde başarılı bir biçimde anlatmış.
Cahit ÜLKÜ’nün SARI SELİM romanını okuduktan sonra Selim’e bakışım değişmişti.
Kitap benim beklentimi anlatım tarzı olarak pek karşılamadı. Taha Kılınç'ın kalemini severim. Başka kitaplarını da okudum fakat kendi adıma doyurucu bulmadım.
Belki gündemi sıkı takip ettiğimden, belki bu minvalde yazıları çokça okuduğumdan bilemiyorum haber, gazete küpürü tarzında bir anlatım değil de daha hap bilgi tarzında ve yoğun bilgi
Ebu Bekri Sıddık (r.a.) vezirimdir ve Benden sonra ümmetim üzerine halifemdir. Ömer (r.a.) Benim lisanım üzerine konuşur. Ali (r.a.) amcamın oğludur, kardeşimdir, bayrağımın hamilidir. Ve Osman (r.a.) Bendendir ve Ben de Osman (r.a.)'danım.
Ravi: Hz. Câbir (r.a.)
Sayfa: 9 / No: 8
Ramuz El-Ehadis
6 asırlık bir devlet olması sebebiyle, Osmanlı tarihinde üzülecek birçok hadise vardır.. lâkin 2 hadise vardır ki, insan düşündükçe kendine yediremez;
1) Genç Osman'ın KATLEDİLMESİ
2) Sultan Abdülaziz CİNAYETİ
Bu iki hadise, Osmanlı tarihinin en acı olaylarıdır. Hakan ve Halife sıfatını taşıyan hükümdarların KATLEDİLMESİ.. özellikle de
Hadd suçu olan zinā, birbirleriyle evlilik ve mülkiyet gibi bir bağ bulunmayan iki tam ehliyetli, görebilen ve konuşabilen Müslüman veya zimmînin, isteyerek sarhoş olsa bile, kendi rızaları ile cinsî temasta bulunması ve bunu yaparken dört erkek, hür, adil Müslüman tarafından yakalanması demektir. Dolayısıyla tabiî olmayan cinsî münasebetler
Müslim, Ebu Hazm'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Ebu Hurayra ile beş sene beraber oldum. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu işittiğini söyledi: İsrailoğulları Nebiler tarafından siyaset (idare) ediliyordu. Bir Nebi öldüğünde O'nu başka bir Nebi takip ediyordu. Artık benden sonra Nebi yoktur. Fakat birçok
Peygamberlerden sonra insanların en büyüğü Hazret-i Ebu Bekir'dir. “Sıddîk-i Ekber” sıfatını taşıyan bu en büyük peygamber bağlısından sonra, Hattâb oğlu Ömer, ardından Affân Oğlu Osman, onun arkasından da Ali bin Ebu Talib Hazretleri gelir.
Hadislerde geçen keramet örnekleri:
1) Cüreyc isminde bir velinin beşikteki bir bebeği konuşturması
2) Mağarada mahsur kalan üç kişinin olağanüstü bir şekilde bu durumdan kurtulması,
3) Bir sığırın, üzerine yük yükleyen kişiye, “Ben bunun için yaratılmadım.” demesi
4) Bir bedevî şekline girerek Rasûlullah (s.a.v) ile konuşan Cebrâil’i (a.s) sahâbenin görmesi, bazen de Cebrâil’in (a.s) Dihye bin Halîfe el-Kelbî (r.a) şeklinde görünmesi,
5) Hz. Ebûbekir’in (r.a) üç kişi için hazırladığı yemeğin bereketlenmesi, birçok kişinin bu yemekten yemesi ve yine de yemeğin artması,
6) Üseyd bin Hudayr’ın (r.a) bir gece Kur’an okurken meleklerin kendisini dinlemeye geldiklerini görmesi,
7) Abbâd bin Bişr (r.a) ile Üseyd bin Hudayr’ın (r.a) bir gece Rasûlullah’ın (s.a.v) sohbetinden ayrılıp evlerine giderken bir ışığın önlerini aydınlatması
8) Hanzala bin Ebû Âmir (r.a) şehid düştüğünde melekler tarafından yıkandığından “Gasîlü’l-melâike” şeklinde anılması
Necip Fazıl, bu kitabında, büyük insan, 4.halife Hazreti Ali'nin hayatını anlatmış. Kitabın başı ve ortalarına kadar, İslamın doğuşu ve Peygamber'in hayatının ön plânda olduğu bu anlatıda Peygamber'in ölümünden sonra, Hazreti Ali'nin hayatı ön plâna çıkıyor.
Halifeler dönemi, Hazreti Osman zamanıyla ortaya çıkan fitneler ve Hazreti Ali'nin gayretleri, Necip Fazıl'ın usta kaleminden şiirsel bir dille anlatılıyor.
İkinci kez okumuş olduğum bir kitaptı. Hazreti Ali'nin hayatını her müslüman az çok bilir. Ama bir de Necip Fazıl'dan okuyun derim.
Hazreti AliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20001,074 okunma
- Cansiperâne, nasıl bir roman, kısaca bahseder misiniz?
- İçinde çözüm ipuçları verilen onlarca sosyal mesele olan enteresan bir roman… Özünde (özünde diyorum dikkat edin) Nakşibendîlerin kitabı… Yüzünde de var Nakşibendîlikten bahis: İsmail Ağa’da hafız olarak yetişen, Hızır Hoca’dan, Metin Hoca’dan ders alan bir tribüncünün ibret verici