"Belki de ahlak yoktu, iyilik yoktu, vazife yoktu. Hiçbir şey yoktu. Sadece bazı şeylere kabiliyetsizlik, bazı şeyleri kendisine nehyetmek vardı. Insiyaklarından korkmak ve kaçmak vardı. Belki de sadece terbiye ve korku vardı. "
Sayfa 270 - Nehyetmek; yasaklamak. İnsiyak; iç güdü
"Konuşan, gülen, menfaatleri için mücadele eden, kızan, çalışan mahlûk, bir kelime ile insan, sadece bir mekanizmanın eline geçmekle küçük, zavallı, ürkek bir mahlûk olmuştu.."
"Sokakta herkes kendisidir. Orada hayat sıcak bir ekmek gibi karşınıza çıkar. Orada iyice ayıklanmış, sentetik bir ilaç gibi süzgeçlerden geçmiş, aslının dışına çıkmış şeylerle karşılaşmazsınız. İnsanı, işi, hürriyet aşkını, sefaleti, merhameti çocuk orada tadar."
"Bütün bu insanlar bana öyle geliyor ki, olacakları şeyi olamamışlar. Bir duvar önünde asıl yollarını değiştirmişler, yahut da oldukları yerde kalmışlar."