ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
Reklam
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Dıranas'a cevap: Haddini bil!
"Delikanlı, haddini bil!" cümlesiyle biten Orhun'daki ilk polemik yazılarından birinin başlığı da "Haddini Bil!"dir. Atsız'ın 4 ciltlik lise tarih kitaplarını eleştirmesi üzerine Ahmet Muhip, Hâkimiyeti Milliye gazetesinde bir yazı yazmış, Atsız da ona Orhun'un 3. sayısında (5 II. Kânun 1934) cevap vermiştir. Atsız'ın "delikanlı" demesinin sebebi, o sirada Ahmet Muhip'in henüz 24 yaşında olmasıdır. Ahmet Muhip Atsız'ı "cüretkâr" olmakla, "bilmediği mevzular üzerinde... uluorta iddialara" girişmekle itham etmiştir. Atsız'ın cevabı serttir: “Benim yüzlerce kitap okuyarak ve yıllarca çalışarak meydana getirdiğim bir eseri, o eser ne kadar taslak olursa olsun, Muhip B. gibi henüz özenti şiirler yazmak çağında bulunan çocuklar tenkit edemez." "Muhip B. bu yazım hakkında ehemmiyetle nazarı dikkati celbediyor. Kimin nazarı dikkatini celbediyor ve ne için celbediyor acaba? Kendisi tarihin nazariyeleri, usulü ve tespiti hakkında ne kadarlık fikir ve bilgi sahibidir ki çizmeden yukarı çıkabiliyor da söze girişiyor?" (s. 52)... “Görülüyor ki fiili, fâili yerinde bir cümle yazmaktan âciz olan bu lise mezunu Türkçeyi ancak Salamon, Nobar veya Çaldaris kadar biliyor. Bu kabil Don Kişotça yazılar 'Fon Lökok'la 'Pol dökok'u birbirine karıştıracak kadar cahil olan gazeteciler için pek ayıp sayılmazsa da lise mezunu olan Muhip B.in, bir lise hocasının yazısını tenkide yeltenirken biraz daha bilgili ve şuurlu olması icap etmez miydi?" (s. 53).
Nüzul Sırasına Göre Kur’an’daki Emirler ve Yasaklar 1. Kur’an okuyun! (Alak, 3) 2. Kulluk görevlerinizi yerine getirmenizi engelleyenlere itaat etmeyin! (Alak, 19) 3. Secde edin! (Alak, 19) 4. İnkarcılara itaat etmeyin! (Kalem, 8-15) 5. Sabırlı olun! (Kalem, 48) 6. Geceleri değerlendirin! (Müzzemmil, 2-4) 7. Allah’ın adını anın ve tüm
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Reklam
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
1944'te 14,9 milyon Alman kadın istihdam edilmekteydi (Avusturya dahil) ve bu rakam Alman sivil işgücünün yüzde 53'ünü oluşturmakta ve on beş ila alt­mış yaş arası tüm Alman kadınların yarısından fazlasını kapsamak­taydı. Düşük istihdam yerini tam istihdama ve daha sonra, büyük ölçüde savaş sanayiinin genişlemesi nedeniyle emek kıtlığına yol açın­ca, sanayideki kadın işçi sayısı 1933 (1,2 milyon) ile 1936 (1,55 mil­yon) arasında yüzde 28,5, ertesi iki yılda yüzde 19,2 arttı. Sadece ça­lışan bekar kadınların sayısı değil, çalışan evli kadınların ve annelerin sayısı da arttı. Weimar dönemi ile 1939 arasında işgücü için­de evli kadınların sayısı ve tüm çalışan kadınlar içindeki oranları dra­matik bir biçimde yükseldi ve sanayideki evli kadın işçilerin sayısı neredeyse ikiye katlandı (1925'te yüzde 21,4, 1933'te yüzde 28,2, 1939'da yüzde 41,3; tüm çalışan evli kadınlar: 1925'te yüzde 31, 1933'te yüzde 37, 1939'da yüzde 46). 1939'da tüm çalışan kadın­ların yüzde 24'ünden fazlasının çocukları vardı ve bunlardan evli olanlar, tüm evli çalışan kadınların yüzde 51'ini oluşturmaktaydı.
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.