Ali

Mezarlıktaki Mektup
Kırmızı bir zarfta, fosforlu bir kalemle söylenilmek istenilen duyguların siyah mürekkebin üzerine sarı tonlarında akıp işaretlenmesi evet evet yitirilmiş bir aşk mektubuyum sanırım ben. 238 sayfadayım konu alışmak korkusu Yırtılmışım bütünlüğümden, bir şeyleri birleştirmek için kısa bir süre için birleştirmiş iki kalbi hatta sonra eksik kalmışım oda eksik kalmış... İkiye ayrılmışım birgün bir haberle Şehirlerin aşk mezarlığına gömülmüşüm şimdi nerdeyim bilmiyorum sahi hangi çöp arabası götürdü beni acaba... Ne garip alışmaktan korkuyor insanlar sonrada yastığa başını koyunca alışmak korkusu yerini sağ göğsünde bir eksikliğe bırakıyor.
Reklam
Geçmiş ve Yitirilmiş Gelecek
Hangi mevsimde olduğunu tam hatırlayamadığım saat bilmem kaçta... Zaman bizi geçmişte bırakırken, sana beğendiğim bir kitabın o çok bilindik sayfalarını okurken göz ucuyla elma yanaklarını, tabi kaçamak bakışlarla izlemiştim tabi o anda farketmedin sen beni... Sen bilmezsin o gece dışarı çıkmıştın, meyve toplamaya hızlı adımlarla bense gizli adımlarla seni takip etmiştim. Erik ağacının dallarından erik koparırken öyle naif, çocuksu utangaçlığıyla gülümsüyordun ki ağaç bile bundan etkilenmişti. Hatta biz konuştuk sonra tabi çok sonra kadeh bile tokuşturduk, seni anlattım ona beni teselli etmeye çalıştı omzuma attı dalını: ''Emre her yaşımızda mutlu ve hüzünlü anılarımız olur acılar bizi olgunlaştır'' dedi. Onu onaylarcasına hüzünlü ama onu saklamak için yüzüme takındığım sahte bir gülümsemeyle uzaklaştım ondan... Ondan vedalaşırken ne hissettim biliyomusun: tıpkı ben gibi bana sadece senin seslenirken kullandığın ilk adımın yok oluşunu oysa ne kadar sahiplenmiştin onu neyse öyle işte...