Türkiye 2009 yılında, daha önce vatandaşlıktan çıkarılmış olan Nazım Hikmet'i vatandaşlığa geri aldı ve hem en sevilen hem de en nefret edilen şairinin Türk olduğunu kabul etti.
O bu güzel haberi öğrenemedi: yarım yüzyıl önce ömrünün büyük kısmını geçirdiği sürgünde ölmüştü.
Toprağı onu bekliyordu, ama kitapları yasaktı ve kendisi de. Sürgündeki dönmek istiyordu:
Giderayak işlerim var bitirilecek.
...
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Asla dönmedi.
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum... NAZIM HİKMET RAN
Geçip gitmiş günler gelin
Rakı için sarhoş olun
Islıkla bir şeyler çalın
Geberiyorum kederden.
İlerdeki güzel günler
Beni görmeyecek onlar
Bari selâm yollasınlar
Geberiyorum kederden.
Başladığım bugünkü gün
Yarıda kalabilirsin,
Geceye varmadan yahut
Çok büyük olabilirsin.
[6 Şubat 1958, Varşova]
Geçip gitmiş günler gelin
rakı için sarhoş olun
ıslıkla bir şeyler çalın
geberiyorum kederden.
İlerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam yollasınlar
geberiyorum kederden.
Başladığım bugünkü gün
yarıda kalabilirsin,
geceye varmadan yahut
çok büyük olabilirsin.
6 Şubat 1958, Varşova