1953'te Stalin ölür ölmez Kore'de ateşkes sağlanmış, Türkiye bu savaşta Amerika'ya desteğinin bedeli olarak istediği sanayileşme kredilerini alamadığı gibi, Kıbrıs'ın Yunanistan'a verilmesine de seyirci kalmak durumuyla karşılaşmıştı
"Kavalalı'nın kurduğu hanedan 1945'e kadar Mısır'ı yönetti. Kavalalı'nın reformları İslam dünyası için bir umut olabilirdi. Ancak devamı gelmedi ve Mısır, İslam dünyasının temsilcisi olamadı.
Hâlihazırda görünen Türkiye'den başka alternatif olmadığıdır."
Avrupa’nın en büyük sosyalist partisi olan Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD), 4 Ağustos 1914’te Reichstag’da (Alman parlamentosu) oybirliğiyle savaş kredilerini kabul etti. SPD böylelikle 10 milyon kişinin öleceği bir emperyalist savaşa desteğini sunuyordu. Karar Avrupa Solunu sersemletti. Bu, Rus devrimci Nikolay Buharin’e göre “hayatımızın en büyük trajedisi” idi. Alman Sosyal Demokrasisinin teslim olması”, diyordu Troçki, “beni savaşın ilanından daha fazla şaşırtmıştı”. Lenin, gazetede okuduğunda ilk önce bunun düzmece bir haber olduğunu düşünmüştü.
Rönesans hareketinin İtalya'da başlamasının en önemli nedenlerinden biri olarak İtalyan üniversitelerine dinin egemen olmaması ve öğrenimin din dışı kalabilmesini gösteren yaklaşımlar bulunmaktadır.
12 Eylül yönetimi, ne denli bir yandan Erbakan'ın MSP'sini kapatıp yargılıyor ve Atatürkçülük söylevleri çekiyorsa da, öte yandan Erbakan'ın MNP'den bu yana savunduğu bir takım dinci atılımları gerçekleştirmeye çalışıyordu. Bir yandan Erbakan'ı "Niçin İslam Ortak Pazarı istiyorsunuz, niçin okullarda zorunlu din dersi istiyorsunuz, niçin yasaların din kurallarına
uydurulmasını istiyorsunuz; bütün bunlar 163. maddeye aykırıdır" diye yargılayan 12 Eylül yönetimi, öte yandan kendi elleriyle okullara zorunlu din dersi koyuyor, Başbakan Bülent Ulusu'yu İslam Konferansı'na gönderiyor, orada Türkiye öncülüğünde bir İslam Ortak Pazarı kurulmasını savunuyor ve Türkiye'de yasaların şeriata uydurulacağına ilişkin bir anlaşmayı imzalıyordu.