Murat Açıkgöz

Murat Açıkgöz
@Ackgzmurat
İstanbul Üniversitesi Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi MEB - Türkçe Öğretmeni
Türkçe Öğretmeni
Lisans
8 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Rahip Macdonald
Şimdi MacDonald'ın doğum yerinde, deniz kıyısında bir kayanın üzerinde özel bir anıt yükseliyor. Kayanın en ucunda güzel bir granit kule var. Kulenin en tepesinde akşam hava kararır kararmaz büyük bir deniz feneri yanıyor ve deniz feneri Macdonald'ın adını taşıyor. Fakat Snellman, Jarvinen, Thomas Gulbe ve Okunen isimleriyle beraber Rahip MacDonald'ın bıraktığı en iyi anıt bugünün Yeni Finlandiya'sıdır -nüfusu küçük, ancak ruhu büyük ve güçlü Suomi.
Sayfa 126 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Olma kula kul, öpme el ayak, kirlenmesin ağzın. Ya ver canını insan için ya etme kalabalık dünyamıza."
Everest YayınlarıKitabı okudu
Meşaleyi ellerinden fırlatan nedir?
"Bilmiyorum. Mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz ama mutlu değiliz. Eksik bir şey var. Çevreme bakıyorum. Kaybolduğunu kesinlikle bildiğim tek şey, son on ya da on iki yıldır yakmakta olduğum kitaplar. Bu nedenle kitapların yardımcı olabileceğini düşündüm."
Sayfa 126 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir şeye göz yummak gerektiğini sanan kişi çok geçmeden her şeye göz yummak zorunda olduğunu görür."
Sayfa 477 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Başarısızlıklar sizi habersizce küçültür. Kamunun oyuncağı haline gelmişken, yazgınızın hakemi olmuş önyargıların üstüne nasıl çıkacaksınız? Yaşayabilmek için gereksinim duyduğunuz alçaklık ve kötülükleri nasıl hor göreceksiniz? Daha önce yalnızca zenginliğe bağlıydınız, oysa şimdi zenginlere bağlısınız; köleliğinizi daha da kötüleştirmekten ve onu yoksulluğunuzla bunaltmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz; işte özgür olmaksızın yoksul oldunuz; bu, insanın içine düşebileceği en kötü durumdur.
Sayfa 261 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Tanrılar Üstüne
Bizim yaratılışımızın ne kadar eksikleri olduğunu biliyoruz; tanrıları bize benzer tasarlamak, onları bizim gibi arzuları, öfkeleri, kinleri, kanları hazları, ölümleri, mezarları olan birer varlık olarak düşünmek insan düşüncesinin bir sarhoşluk zamanına rastlamış olması gerekir.
Sayfa 58
Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insan yüreğini doldurmaya yeter. Sisyphos'u mutlu olarak tasarlamak gerek.
Sayfa 84 - SisyphosKitabı okudu
"Her şeyin iyi olduğu yargısına varıyorum." der Oidipus; bu söz kutsaldır, insanın vahşi ve sınırlı evreninde çınlar. Her şeyin tükenmediğini, tüketilmediğini öğretir. Bu dünyaya doyumsuzluğumuz ve yararsız acılardan hoşlanmamız yüzünden gelmiş bir Tanrı'yı kovar bu dünyadan. Yazgıyı bir insan işi yapar, insanlar arasında sonuçlandırılacak bir işe dönüştürür.
Sayfa 84 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ortam
"1808'de Fransız İhtilâli milliyetçilik ve hürriyet ülküsünü çoktan yaydığı için, Avrupa'nın kapı eşiğindeki imparatorluk Hıristiyanları da uyanmışlardı. Bilindiği üzere Türkler İspanyolların yaptığı gibi kendi dinlerinden olmayanları öldürmemişlerdir. Bu bir yandan, İslam dininin kitap ve peygamber sahibi öteki dinlere karşı toleransından bir yandan da Müslüman olmayanlar haraca bağlandığı için Hıristiyanların belli başlı vergi kaynağı olmalarından ileri gelir. Yunan isyanı sırasında Avrupa Türkiye'sindeki vilayetlerde suçlu suçsuz Rum öldüren bir paşaya yazdığı mektupta Sadrazam, yalnız neden suçsuzları da öldürüyorsun, demez, her öldürdüğün Hıristiyan'la devlete vergi kaybettirdiğini unutuyor musun, der."
Sayfa 25 - Pozitif Yayınevi
"Bu saatlerin bir daha geri gelmeyeceğini, karanlık bir his, ikisine birden tekrar edip duruyor ve aynı zamanda saadetlerinin gölgesi olması için dimağlarının bu andan başka bir şeyle meşgul olmaması lazım geldiğini onlara fısıldıyordu. İkisi de ne bir saat önceyi ne de bir saat sonrayı düşünüyorlardı. Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında ancak bir kaç defa idaresi altına alan tabii ve hakim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı. Bu anda etraflarındaki ağaçlar, karşılarındaki deniz kadar bu kuvvete tabiydiler. Bir üzüntüleri, bir tek istekleri yoktu. Hatta her istediğine nail olanların iç sıkıntısı da onlardan uzaktı. Saadetin bu kadar tamam ve mükemmel oluşu ikisini de şaşırtmış gibiydi. O kadar ki birbirine söyleyecek tatlı sözler bile bulamıyorlar, sadece derin derin nefes alarak gülümsüyorlardı. Uzun müddet böylece bekleştiler. Bir aralık Muazzez'in başı Yusuf'un omzuna düştü: Uyumuştu. Yusuf onu kollarına alarak arabaya götürdü."
Sayfa 261 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hiçbir şey üzerinde düşünmeye hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz."
Sayfa 224 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Hakikaten kuvvet sahibi olanlara haset ve imkansızlıkla baka baka nihayet kuvveti en büyük, en tapılmaya layık bir mevcudiyet olarak kabul etmişler... Şimdi öyle bir nazariye yapıyorlar ki, anası aciz ve mahrumiyet... Bu gibi fikirleri doğuranlar, daima, ezilmeye, yok olmaya mahkum olduklarını hisseden zümrelerdir. Bağırırlar, çağırırlar, ellerine fırsat geçerse suni olarak sahip oldukları bu iktidarı en vahşi biçimde kullanmaya kalkarlar; fakat nihayet hayatın ebedi kanunlarının pençesi altında çiğnenir ve mahvolurlar..."
Sayfa 203 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır."
Sayfa 202 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Hayır, hayır, hiç de öyle olmaz. Bakın, gördünüz mü? Siz de bütün diğer erkekler gibi, her şeyi kabul eder görünerek her şeyi kabul ettirmek yolunu tutuyorsunuz. Yok dostum! Böyle yatıştırıcı laflarla meseleler halledilmiş olmaz. Düşününüz ki bu mevzu üzerinde kendime karşı olsun, başkalarına karşı olsun, daima açık ve riyasız hükümler vermeye çalıştığım halde bir neticeye varamadım. İnsan bilhassa kadın ve erkek münasebetleri o kadar karmakarışık ve arzularımız, hislerimiz o kadar anlaşılmaz ve bulanık ki hiç kimse ne yaptığını bilmiyor ve akıntıya kapılıp gidiyor. Ben bunu istemiyorum. Beni yüzde yüz doyurmayan, bana tam manasıyla şeyleri yapmak, beni kendi gözlerimde küçülüyor..."
Sayfa 104 - YapıKredi YayınlarıKitabı okudu
Yaratılış Tarihi
Tevrat'a göre yaratılış 6 bin yıl önce olmuş. Hıristiyanlık da bu tarihi kabul etmiş. Kur'an'da bu yok. Fakat İslam inanışına göre 5 bin yıl önceymiş. Buna karşılık Sümer Kral listesine göre 240 200 yıl öncesine gidiyor. Çinlilere 49 bin yıl önce diyorlarmış. Mısırlılara göre 13 bin yıl önce, Heredot ise 17 bin yıl önce diyor. Bunlara göre tektanrılı dinlerin yaratılış başlangıcı olarak verdikleri tarihler, ne tarihsel kaynaklara ne de bilimsel kanıtlara uyuyor. Bugün 4 milyon yıl önceye ait insan fosilleri bulundu. Allah neden doğrusunu yazdırmadı acaba?
Sayfa 120 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu