Gün ışığında ve karanlıkta döneduran, su ve havayla çevrili,küçük,yuvarlak bir kaya ve maden parçasının üzerinde olduğumu farkettim. Bu küçük parçanın yüzeyinde, insan sürüleri nesillerce, kah neşeyle kah berrak bir ruhla, zahmetle ve körlük içinde yaşamıştı. Göçebeleri,imparatorlukları,felsefeleri,onurlu bilimleri,devrimleri,gitgide artan cemaat açlığıyla,onların bütün tarihi,yıldızların yaşamlarında tek bir gün içindeki bir titreşimden ibaretti.
(Olaf Stapledon-Yıldız Yapan)
Okur Takip Önerileri
Hayat, kıymet bilenlerle yaşanacak kadar güzel.
Vefasızlar için israf edilmeyecek kadar değerlidir.
Gul hebû li nav ew gulan
(Güllerin içinde bir gül vardı)
Min wenda bû dil li doran
(Kalbimi bıraktım oraya)
Gula sor e
(Kırmızı bir gülsün)
Evîn zor e
(Kolay değil aşk)
Lê wext nîne, dem dibore
(Ama vakit dar, geçiyor zaman)
Rûyê şêrîn dîrok jê dibare
(Güzel yüzün tarih biriktirmiş)
Ji porê zerîn çend demsal wenda ye
(Mevsimler kaybolmuş sarı saçlarında)
Sînga spî wek berfa çiya ye
(Bembeyaz göğsün karlı dağlar gibidir)
Bi êş û derdan dil bê derman maye
(Kalbim dermansız kalmış acı ve dertten)