Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Hamdi Ceylan

Bir evde üç kadın vardı, üçü de birbirine yabancıydı. Aynı soyadını taşımak, aile olmak demek değildi. Ve bir insanı öldürmek için ille de silah gerekmezdi. Gizlenen her sır, söylenen her yalan ve bizden esirgenen sevgi de birer suç aletiydi.
Reklam
Bu kağıdın son parçası yüreğime bir hançer gibi saplandı. Çıkmıyor Nazenin bu acı geçmiyor ve geçmeyecek. "Sağlıklı olsun da ben onu dünyalar kadar seveceğim nasıl olsa... " Oysa ben sağlıklı doğmadım ve o beni hiç sevmedi özetim bu !
T. siz gecelerde hep "ANNE" diye ağlıyorum. Biliyorum ki dünyadaki bütün insanlar bambaşka dillerde hep "ANNE" diye ağlar. Yaralar ne denli farklı olsa da sığınılacak kucak hep aynıdır. İlk kuytumuz, ilk kokumuz, ilk şifamız...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
acıyla ama yine de huzurlu bir halde yaşıyor olabilirdi. Belki o zaman bilmek bir anlam kazanır; tercihlerimiz bizi mutlu ederdi. Şimdiyse karşılıklı odalarda, geçmişin elimize yüzümüze bulaştırdığı pisliği temizlemek için ihtiyacımız olan, daha evvel söylenmemiş yalanlardan başka bir şey değildi.
Nazenin o saatten beri benim odamdaydı, arada bir kesik kesik hıçkırıyor; okuduklarının acısını gözyaşlarından çıkarıyordu. Şu an yanında olmayı, ona sarılıp teselli edebilmeyi dilerdim lakin bazı kayıpları tesellisi yoktu. Hele kaybolan şey yalanlarla geçmiş bir ömür ise ne teselli ne de telafi mümkündü.
Reklam
Babam kitap odasında Hayyam'a öykünüyor, o dediyse içki helaldir diye içtikçe içiyordu. Herkesin her şeyi işine geldiği gibi anladığı şu yaşamak girdabında, babam Hayyam'ın bir misralarında geçen "helal" i kendine düstur edinmişti, atın ölümü de zaten arpadan olsundu.
şu ikisinin ettiği laflara bak. Ölümün kolayı mı olur ki? Ya da hangi ölüm vaktindedir? Sırtımdaki yükü sen mi taşıdın ki ölümümle ferahladın hanım teyze? Hepiniz aynısınız işte. İnsanların acılarını öğrenmekten kaçan menfaat budalası bir sürü. Bana ölümü hak gören sizler, neler yaşadığımı düşündünüz mü hiç? Korktunuz... Rahatınız bozulacak, semirmiş ruhlarınız bir parça hüzünlenecek, keder size de sirayet edecek diye korktu- nuz. Aynı mahallede, birbirine bakan evlerde siz birbirinize en çok da bana bakmadan yaşadınız. Şimdi tutmuş acıyı paylaşmaktan evvel yaşımdan bahis açıp ölümü reva gördünüz
Ne vakit ambulans sesi duysam içim titrerdi. Yine öyle oldu. Sokağın başında kulakları sağır eden siren sesiyle son sürat gelen ambulansın bu sefer beni almaya geldiğini bilmek gerçekten korkutucuydu. Benzer durumları farklı kişi hallerde bilmem kaç kez yaşamış ve bu vahamete alışmış iki görevli atladı ambulanstan. Ölmek de yaşamak kadar sıradanmış gibi piyasadaki adamların sahteliğinden, sabahın köründe intihar eden bu kız yüzünden yarım kalmış kahvaltılarından ve merdivenlerin dikliğinden bahsederek yarım asırlık apartmanın ikinci katındaki insan kalabalığının önüne kadar geldiler.
Ahh ! Ben hiç iflah olmadım. Ben sadece yapamayışların insanı oldum, sırtımdaki fazlalık yüzünden hep eksik kaldım, hep yanlızdım ve sustum..
Ben dün gece kendi isteğimle öldüm. Otuz beş yıl süren bir kâbustan uyanmak için bunu yapmak zorundaydım ve yaptım. Pişman mıyım? Belki, biraz... Yaşayan her insan kadar pişman ve ölen her insan kadar eksik işte...
Reklam
Kendi yatağımda ölü gibi yattığım zamanlarla ölü olarak yattığım an arasındaki tek farkın nefes alıp vermek olması ne kadar acı. Ruhum hâlâ buralarda ama nefesim yok ve onun yokluğu benim ölü olduğumun ispatı olmamalı. Nefes alıp veriyorken yaşıyor muydum sanki? Sanırım, bunu en çok da annemin düşünmesi gerek. Annem Müsemma Ayvaz'ın...
Acının ve sevginin barındığı her yürek Şiire biçilmiş bir kaftandır. Yüreğindeki toprağı biraz eşeleyerek İçine şiirden çiçekler ek. Sırtındaki yükü kelimelere yasladığında Sırra ereceksin, içindeki aynada Kelimeler şifadır, Lokman Hekim olana Şimdi kalk ve yaz Dermanı kendinde ara...
Annen yoksa kimsen yoktu bu hayatta. Ve ben de zavallıydım , kimsesizdim ve iliklerime kadar yalnızdım. Bu kepaze yaşamda en büyük lanetim kamburum falan değildi sevgisizlikti...
Kendimi öldürmek için bulduğum bu kör cesareti geçmişimi kurcalamak için bulamadım, Orası bir çöplüktü ve eşeledikçe koku arıyordu, savaşacak gücüm olsaydı bu kokuya rağmen eşelerdim ama ben güçlü olmayı pek beceremedim .
Ahmet Hamdi Ceylan
@Ahamdiceylan·Bir kitabı yarım bıraktı
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë
8.1/10 · 42,1bin okunma
306 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.