Sonra birden yitirdiğini bulmuşcasına,unuttuğu aklına gelmişcesine içine gene o eski ağıt geldi sardı.Sıcacık ,dost,dopdolu.’’O iyi insanlar ,o güzel atlara bindiler çektiler gittile.’Bir kere,iki,üçdört,beş,yüz kere,bin kere söylüyor,içini bir ağlamanın,doya doya ağlamanın,kırgınlığın korkunç bir öfkeden geri kalmışlığın yumuşaklığı,hüznü,ağlamak isteği dolduruyor,bu erişilmez duyguyu kaçırmamak için de durmadan sözleri arka arkaya söylüyor,bir kaçırırsa, bir daha bu erişilmez tada varamayacağını sanıyordu.
Şu koskoca evrenin en acı çeken yaratığı benim,insanlar çok acı çekiyorlar.En beteri ölüm acısını çekiyorlar .Ben daha ilerinin ,acı olmayanın ,acısızlığın acısını çekiyorum.
Kişiliğinde çok fazla su olduğunu görebiliyorum.Su asla beklemez.Şekil değiştirir ,cisimlerin çevresinden akar ve hiç kimsenin akıl edemediği gizli yollar bulur.Damdaki küçücük delik ve bir kutunun dibi gibi.Su,beş element arasında en çok yönlü olanıdır.Toprağı alıp götürebilir;yangını söndürebilir;bir metal parçasını bozup yok edebilir.Suyun doğal tamamlayıcısı olan orman bile su ile beslenemezse varlığını sürdüremez. Ve sen hayatını yaşarken bu güçlerden yararlanmadın,değil mi?