Ve dövüşebilirim,
Doğru bulduğum,
Haklı bulduğum,
Güzel bulduğum her şey için,
Herkes için.
Yaşım başım buna engel değil,
Ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
Yazık.
Bir kurt geyiği kovalıyordu yüreğimde.Geyik soluk soluğaydı,yorgundu,bitkindi.Karların üzerinde akıp giden bir yıldız gibiydi.Koşuyordu.Koşmak kurtuluş değildi belki,ama bir ümitti.Koşmalıydı.
Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri.Avına güvenle,şehvetle yaklaşıyordu.Yeni bilenmiş,sedef saplı bıçaklara benziyordu dişleri.Bütün dileği et ve kandı.İstese geyiğe hemen yetişebilirdi,ama uzasın istiyordu bu şehvetli koşu,bu bütün damarlarına yayılan sarhoşluk bitmesin istiyordu.
Sadece uzuuunca bir süre hayatını çirkinlikle güzelleştirmiş insanların örnek olarak gösterilmesine ve takdir edilmesine maruz kaldım. "İşini biliyor, akıllı adam" şeklinde bahsedilen insanlardı onlar. Onlar hiç göte gelmez ve aldatılmazlardı. Kandırılmamanın övülüyor olması ne üzücü. Aldanıyor olmanın salaklık olarak gösterilmesi ne üzücü.
“Hiçbir marketin müşterisi değiliz, sevdiğim ve ben. Ne bir sohbete dahiliz ne de bir kavgaya. ... Saygımız da var sevgimiz de ama bize yetecek kadar, özür dileriz... İki kafadar koalayız, kendi yolunu çizen. Koptuysak öyle bir koparız ki hayvanlığımızdan dönüş yoktur geriye. İşlevsiz bir medeniyeti seyrederek ağlarız her şeyin içindeki gizli evimizden. Biz sadece azalmayı biliriz, ben ve sevdiğim. Hatta şehir meydanında betona gömülmüş iki uyarı levhasıyız bazen. Bütün mevsimleri yaşarız, her birinin her gününü eksiksiz biliriz ama yine de levhamızda ne var ise biz oyuz; mecburen. Suları, elektriği ve doğalgazı borcundan dolayı kesilmiş bir evde aç ve sigarasız ölmeye mahkûm edilmişiz maalesef. Her gün donuk yüzleriyle bütün sevdiklerimiz, kira istiyor bizden.”
Çok uzak değil, koşsam yetişirim gölgesine, ama güneş hiçbir zaman yerinde durmayacak. Dört dönecek o ağacın gölgesi, dört döneceğim o ağacın gölgesiyle. Hafif bir serinlik telaşı yüzünden koşturacağım ve kan ter içinde kalacağım.
Sayfa 37 - Okuyan Us Yayınları, 5. BaskıKitabı okudu
İçimizde ölümsüz olan her şey gün ve geceye karşı özgürdür, ne tutulabilir ne de zincire vurulabilir, çünkü en Yüce'nin dileği budur. Siz O'nun soluğusunuz, tıpkı tutulup kafese konamayan rüzgâr gibi. Ve ben de, O'nun soluğunun soluğuyum.