Ahmet Yıldız

Ahmet Yıldız
@Ahmetyildizsa
Buna karşın, hayatla sürekli ahenk içinde olan, her olayın içlerinde duygusal anlamda iz bırakıp yankılandığı hassas ruhlar ne gülmek nedir bilebilir ne de gülmenin ne olduğunu anlayabilirlerdi.
Reklam
Acıya alışıyordu insan, bir şekilde alışıyordu nasılsa, sırt ağrısına alışan işçiler gibi.
4 Nisan 1984. Ölüm her yerde. Sinemalarda, caddelerde, meydanlarda... Ölümü alkışlayanlar her yerde... Parti gönüllüleri, düşünce polisleri, her yerdeler... Partiye taparcasına bağlı olanlar, soğuk duşların altında marş söyleyenler, toplantılarda sloganları ezberleyenler... Büyük birader, iç parti üyeleri, kendilerini partiye adayanlar... Her yerdeler... Ingsos çağından, Okyanusya'dan, düşüncenin özgür olduğu bir zamana... Ölü bir adamdan, selamlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güçlünün güçsüze ihtiyacı vardır Winston, iktidarın da düşmana...
Sizler, savaşta olduğunuza inandırıldınız. Basın özgür hale gelinceye kadar da buna inanmaya devam edeceksiniz!
Reklam
Güç ve haz, sizlerin toplumsal düzeninizin tümünün özeti bu değil midir?
Yalnızca dizeleri yayımlananların mı şair olduğuna inanırsınız siz?
Tüm koşullar eşitsiz olduğunda hiçbir eşitsizlik kimsenin gözüne batacak kadar büyük görünmez.
Sayfa 17 - can klasikKitabı okudu
Erdemle yoksulluğun bağdaşamayacağı kanısı son derece yaygındır; yargıçlara göre de yoksulluk suçluya karşı kullanılacak en kesin delildir; yersiz bir yargıya göre suç işlemek zorunda kalan bir kimse, o suçu işlemiş sayılır; eğer adınız ve servetiniz namuslu biri olduğunuzu, öyle olmanız gerektiğini kanıtlayamazsa, bunun tersi, yani namuslu olmanızın imkamsızlığı hemen o an kanıtlanmış kabul edilir.
Delilik
"Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, tek bir yaprağı bile bir diğerinin tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz."
Reklam
Demokrasi'nin Zorbalığı...
Demokrasi şöyle der: Benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz, hayatınız, malınız mülkünüz, hepsi sizde kalır ancak bu günden itibaren aramızda bir yabancısınız.
Monarşi döneminden günümüz Türkiye'sine bir örnek...
Eski monarşi döneminde Fransızların, kralın hiçbir zaman yanılmayacağı konusundaki fikirleri sabitti, olur da kötü birşey yaparsa hatanın danışmanlarında olduğunu düşünüyorlardı.
Halkın gelişebilirliği üzerine...
O halde halkın çalışmadan yaşamakta karşılaştığı zorluğun derecesi, zihinsel gelişimin zorunlu sınırını oluşturur.
Yaşamak!
Yıl 1918... Mevsimlerden yaz... Ateş altında hayat, bombaardımanlar şimdiye kadar hiç bu kadar acı, bu kadar korkunç gelmemişti. Bembeyaz yüzper toza toprağa bulanıyor ve can çekişen eller gerilerek tek bir düşünceye sarılıyor: Olamaz! Olamaz! Şu anda, tam savaşın sonu gelmişken ölmek olacak şey mi?
Sayfa 198Kitabı okudu
Sevgisizlik
Senin hayatının tarihini yazmak, benim yokluğumun tarihini yazmaktır.
Sayfa 17 - can çağdaşKitabı okudu