Cumhuriyet'in yetiştirdiği köyün aydın imamı Ali Kadı, Tanrı korkusu yerine , Tanrı sevgisi aşılamaya çalışırdı, hutbelerimde bilimle din çatışmaz, hurafelerden uzak dururdu. Yıllar geçipte Ali Kadı vefat ettikten sonra, Türkiye'den atanan imamların Tanrısı da değişti. Onların Tanrısı kimseyi sevmeyen,sert bakışları ile herkesi izleyen, yüreklere korku salan, herkes illa bir eksik, yanlış, günah arayan ve bulan bir tanrıydı. İnsana hiç inanmıyor, sürekli tövbe bekliyor, cezalandırmak için yanıp tutuşuyordu.
Erkekler ve kadınlar ya birbirlerini aşk denilen şeyin içinde tüketirler ya da iki kişilik uzun bir alışkanlık geliştirirler. Bu uçlar arasında çoğunlukla bir orta nokta yoktur.
Konuşmaktan oldum olası hiç hazzetmediğim bazı şeyler vardır. Hapse girdiğimde, orada geçirdiğim birkaç günün sonunda, hayatımın bu döneminden bahsetmeyi istemeyeceğimi anladım.