Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alisya Carmen

Size anlatmak istediğim şey, yaşamın koşulsuz anlamlılığının gizidir; yaşamda anlam bulmanın üçüncü olasılığı, yani acı ve ölümde bile anlam bulma olasılığı. Bu ışık altında bakıldığı zaman, American Journal of Psychiatry’de “koşulsuz anlama yönelik koşulsuz bir inanç, işte Dr. Frankl’in mesajı,” gibisine bir şeyler yazılması nedensiz değildir. Ama ben bunun “inançtan” çok daha öte bir şey olduğunu sanıyorum. Yaşamın koşulsuz olarak anlamlı olduğu inancımın bir sezgi olarak başladığı doğrudur. O zamanlar bir lise öğrencisi olmam bir şeyi değiştirmez. Ama o günden bu yana, katı ampirik temellerde de aynı sonuç elde edilmiştir. Brown, Casciani, Crumbaugh, Dansart, Durlak, Kratochvil, Lukas, Lunceford, Mason, Meier, Murphy, Planove, Popielski, Richmond, Roberts, Ruch, Sallee, Smith, Yarnell ve Young gibi isimleri anmama izin verin. Bu yazarlar, testler ve istatistiksel araştırmalarla, cinsiyeti, yaşı, IQ derecesi, ya da eğitimi, çevresi, kişilik yapısı, hatta dini ne olursa olsun, ya da tanrıya inansın veya inanmasın, herkesin bir anlam bulabileceğini göstermiştir.
Sayfa 40
Reklam
%6 (10/144)
·
Beğendi
Yetenekli Çocuğun Dramı
Yetenekli Çocuğun DramıAlice Miller
8.3/10 · 3.034 okunma
Alisya Carmen
@Alisya·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Seçme Yazılar
Seçme YazılarHugo von Hofmannsthal
9/10 · 6 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
539 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kitabı beğendiniz mi diğer okurlara tavsiye eder misiniz diyor evet kitabı beğendim ve kesinlikle diğer okuyuculara tavsiye ediyorum diğer okuyuculara da şunu söylemek istiyorum lütfen sizde herkese tavsiye edin herkes okusun alıntı yapmadım çünkü neredeyse her şeyin altını çizmek zorunda kalacaktım… kitabın adından da anlaşılacağı gibi konu eko sistemimiz ve etik etik dediğimizde de insan ön plana çıkıyor insanın doğaya yaptığı tahribat doğadan kopuşu ve aslında doğaya tekrar dönmek zorunda oluşunu anlatıyor bize teknolojinin hiç de iyi bir halt etmediğini görmüş oluyoruz böylelikle modellik dediğimiz şeyin hayatımıza kattığı şeylerin iyilikten çok kötülük olduğunu da görüyoruz…
Çevre Etiği
Çevre EtiğiJoseph R. Des Jardins · İmge Kitabevi Yayınları · 200614 okunma
539 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Çevre Etiği
Çevre EtiğiJoseph R. Des Jardins
9.5/10 · 14 okunma
Reklam
Alisya Carmen
@Alisya·Bir kitabı okumayı düşünüyor
“Kader, tüm âlemi yöneten başrah ip, Her şeyi öngören takdir-i ilâhi, Öyle kuvvetlidir ki o, Âlem aksini söylese bir evet ya da hayırla, Olacaktır günü gelmiş olan Sonra bin yıl olmayacaksa da. Çünkü şüphesiz ki nefislerimize, burada, Savaşta ya da barışta, nefrette ya da aşkta, Hükmeder bir öngörü yukarıda. ” Alıntı Şuradan Yaşamın İdaresi Ralph Waldo Emerson Bu malzeme telif hakkı ile korunuyor olabilir.
Alisya Carmen
@Alisya·Bir kitabı okumaya başladı
Tolstoy mu Dostoyevski mi
Tolstoy mu Dostoyevski miGeorge Steiner
8.8/10 · 41 okunma
Alisya Carmen
@Alisya·Bir kitabı yarım bıraktı
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf
8/10 · 37,9bin okunma
Reklam
Başkanlar, günümüzde bakanlarına danışmakla birlikte büyük katliama bu yıl mı, yoksa gelecek yıl mı başlanacağı­na bir tek kendi iradeleriyle karar verirler. Akıllarına estiğinde milyonlarca insanı ölüme gönderme konusunda hiçbir söylevin kendilerini engelleyemeyeceğini bilirler. Hatta bu barışçıl tartışmaları büyük bir zevkle dinler, destek verir ve onlara katılırlar… Not: günümüzde de farlı değil hiç bir zaman farlı olmamıştı zaten ve gelecekte de olmayacak …
Yanlışlık, hukukçu aydınların hem kendilerini hem de başkalarını kandırarak kitaplarında, hükümeti olduğu gibi, yani başka insanları sömüren bir insan topluluğu değil de bilimin söylediği gibi yurttaşların tümünü temsil eden bir topluluk olarak göstermesinden kaynaklanıyor. Bunu o ka­dar uzun zaman iddia ettiler ki, en sonunda kendileri de bu
Avrupa'da yılda 60.000 intihar olayının meydana gelmesi bizleri şaşırtıyor, oysa bu sayı sadece bilinen ve kayda geçmiş rakamlardır, Rusya ve Türkiye bunun dışındadır. Tam tersi­ ne intihar sayısının bu kadar az olmasına şaşırmak gerekir. Çağdaşımız olan her insanın, yaşamı ile bilinci arasındaki çelişki anlaşılacak olursa, derin bir umutsuzluk içinde oldu­ğu görülür. Uygar insanın varlığını dolduran modern yaşam ile bilinci arasındaki tüm öteki çelişkilere değinmeden, sürek­li silahlı barış durumu ile kendi Hıristiyanlığını gözden geçir­mesi bile bir insanı umutsuzluğa düşürmeye, aklından şüphe etmesine, nihayetinde de bu barbar ve çılgın dünyadaki ya­şamdan vazgeçmesine yeterde artar. Bütün öteki çelişkilerin özünü oluşturan bu çelişki öylesine korkunçtur ki, bunu be­ nimseyerek yaşamak ancak bunun üzerinde düşünülmediği ya da bu unutulduğu takdirde mümkündür.
Onca bilimsel keşfe rağmen Avrupa, Ortaçağın en berbat, en barbar dönemlerine benzer bir durumda bulunuyor. Herkes, ne savaş ne de barış hali olan bu durumdan şikayetçi ve bundan kurtulmak istiyor. Devlet liderlerinin hepsi barış istediklerini belirtiyor ve barışçı olduklarını en şatafatlı biçimde ilan etmek­te birbirleriyle yarışıyorlar. Aynı gün ya da ertesi gün, silahların arttırılması konusunda parlamentoya yasa tasarıları sunuyor ve buna gerekçe olarak da, barışı güvenceye almak amacıyla önle­yici tedbirler almayı gösteriyorlar. Ama bizim istediğimiz böyle bir barış değil. Ve uluslar bunu yutmuyor. Gerçek barış karşılıklı güvene dayanır, oysa bu kor­kunç silahlanmalar açıkça devletler arasında düşmanlık değilse bile gizli bir güvensizlik olduğunu ortaya koyuyor. Samimi duy­gularını dostça belirtmek isteyen bir adamın, elinde dolu bir si­lahla, aralarındaki anlaşmazlıklan görüşmek üzere komşusunu evine davet ettiğini bir düşünün…:(
287 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.