Ansızın kesişecek gene yollarımız, inanıyorum. Kaç sene sonra, kestiremiyorum. Hiç beklemediğim bir Çarşamba, hiç ummadığım bir kasım, hiç tahmin etmediğim bir sonbaharda. Ya da bir cumartesi sabahı, Akdeniz’e açılan bir şehirde…
Hayatımda ilk kez birisi bana "kendine çok dikkat et" dedi.
Anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde...
Rastgele, yürürken aklına geleyim sızlasın için...
Zaman sen olmayınca geçmiyor, sen olunca da yetmiyor...
Üşüyorsan söyle,
seni bir kat daha seveyim.
bak!
Papatya mevsimi geldi.
Mevsimlerden papatyayı severim.
Sonra seni.
Sonra yine seni.
Ve hep seni...
Kim istemez mutlu olmayı ama mutsuzluğa da var mısın?
|Cemal Süreya
Kimsenin konuşmadığı bir dil gibiyim...
Kimsenin inanmadığı bir deli...
Yazarının bile okumadığı bir kitap...
Hiç çalmayan bir şarkı...
Hiç vatandaşı olmayan bir ülke...
Hiç sorulmayan bir soru gibiyim...
Kalabalıklar içinde varım ama yok gibiyim...
Murathan Mungan..
Dostoyevski diyor ki; “Aslında insanın canını en çok acıtan şey; hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.” Geç kalmadan, henüz vakit varken ve yaşanması mümkünken yaşanmalı her şey. Yarın geç olması ile meşhurdur. Unutmamalı hiç..
“Gönül yorgunluğu ne biliyor musun?
Gökte yıldızın kalmıyor.
Gölgen bir yere sığmıyor.
İçindeki şarkı içinde boğuluyor.
Penceren sokağa bakmıyor.”
| Şükrü erbaş