Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elnur Allahverdiyev

Elnur Allahverdiyev
@Alticizilisetirler
إذا رأيت الناس يعجبون بك ؛ فاعلم أنهم يعجبون بجميل أظهره الله منك ؛ ولايعلمون عن قبيح ستره الله عليك ؛ فاشكر الله ولا تغترّ
Âlimler ravilerin hâli, hadislerin illetleri ve dereceleri, hadis âliminden; hadisin nesih-mensuh, muhkem-mukayyet, âmm-has gibi yönlerle tahlili neticesinde çıkan hükümleri de fakihten alınır demişlerdir. Kim birincisini fakihten, ikincisini hadisçiden alırsa ayakları sağlam zemine basmaz demişlerdir. Şüphesiz ki âlimler doğru söylemişlerdir.
Sayfa 308 - Nuhbe YayınlarıKitabı okudu
Elnur Allahverdiyev okurunun profil resmi
Çok yerinde bir tespit olmuş, ilaveten sunları söylemekte de fayda var. Her ilim ehlinden alınırsa ilim olur. Fıkıh fakihten, hadis muhaddisten, tefsir müfessirden, tasavvuf mutasavvuftan, akide usulid din imamlarından ve s. Zira ilim, her imamın öğrenmeyi arzu ettiği her ilmi iradesi altına ala bilmeyeceği büyüklük, genişlik ve ağırlıkta olup, Allah'tan bahşedilen bir rızık ve ihsandır. Nitekim İmam Ğazali "el-Mustasfa" ve İmam İbn Kudame el Hanbeli "Ravzatun Nazar" isimli eserinde bu konuyla ilgili olarak şöyle derler: "Bir ilim dalında zirveye ulaşmış nice alim, başka bir ilim dalında avvam konumundadır/sıradan biridir." Fakat ne yazık ki, sufilerden hadis alan insanları haklı olarak eleştiren, hatta bazan biraz daha ileriye giderek muhaddis sufilere hadiste gevşek diyen (İmam Suyuti rh'a söylendiği gibi) bir kesim aynı bataklığa kendisi de düşerek Akideyi bu işin ehli olan Usuli'd din ulemasından değil de ehli hadisten alıyor. Hatta biraz daha ireliye giderek usulid din imamlarına bidatçı sapık bile diyebiliyorlar. Bunların durumu sufilerin durumundan daha şerli ve daha çirkindir. Zira akidede bozukluk, fikıhta bozukluktan daha kötüdür. Bu sebeple fıkıhı konularda fakihlerin hükmüne giden biri, akidevi konularda ehlihadise gitmesi heva ve hevesine uymasının bariz bir nümunesidir.
Reklam
Şöyle der: "Dolayısıyla "Arş O'nun altındadır. Cenab-ı Hakk Arşın üst tarafındadır" demek doğru değil. Bu Mücessime'ye ait bir algı tarzıdır." Sifil, bu sözleriyle Selef'in Müccessime olduğunu ifade etmekte ve kendisinin bu hususta Cehmî ve Muattıla olduğunu unutmaktadır. Evet, Sifil'in itikadına göre; "Allah, ne âlemin içinde ne âlemin dışında, ne üstte ne altta, ne âlemden ayrı ne ona bağlı, ne Arşın üstünde ne de onun altındadır." Görüldüğü gibi bu ifadeler yokluğun ve muhalin tarifinden başka bir şey değildir. Kardeşim, Allah Celle Celâluhu haktır, hakikattir, hayal değildir. Bu ifadelere göre Allah'u Teâla hiçbir şey değildir ve O, sadece zihinlerde tasavvur edilen, var olduğu kabul edilen bir algıdan ibarettir. Maturîdiler'in dillendirdiği bu vb. ibareleri İbn Sina gibi filozofların eserlerinde görmekse raslantı değildir. Oysa Selef, ittifakla Allah'ın Arş üzerinde olup kullarından ayrı bulunduğunu söylemiştir.
Sayfa 193 - Nuhbe YayınlarıKitabı okudu
Elnur Allahverdiyev okurunun profil resmi
Ebubekir sifil hoca Selefin mücessime olduğunu değil, ehli hadisden bazılarının mücessime akidesine savrulduğunu iddia etmektedir. Bu iddiayı ilk dillendiren Ebubekir hoca değil, muteber alimlerimizdir. Mesela İbn Recep el hanbeli (rah) ehlihadisden bir çoğunun mücessimeye savrulduğunu açıkca dile getirmektedir. Eger yaptığınız tenkitte(iftirada) samimiyseniz bunu ibn Recep ve diger alimlerede söylemeniz gerekir "Selefe müccesime dedi" diye. İkinci bir konu var olmak için bir mekana mı ihtiyaç var? Neden Allahı bir yerde ve bir cihetde olmadan varlığını kabüllenemiyorsunuz? Ne alemin içinde ne de alemin dışındadır demek Allahu telayı mekan mahalli bir varlık olmaktan tenzih etmektir. Bu Allahın yokluğunu getirmez, Allahın bir mekanda olmadığı sonucunu doğurur. Örnek üzerinden ifade etmek gerekirse bir taş için ne açtır ne de tokdur diyebiliyoruz. Çünki taş açlık ve tokluk mahalli bir mahluk değildir. Yemek yeme gibi bir özelliği yoktur. Allahu tealanın da mekan tutma özelliği olmadığı için, bir alemin içinde ve ya çölünde olmakla vasıflanmaz, aynı Allah ne açtır ne de toktur diyebildiğimiz gibi. Çünki açlık ve tokluk Allahı has bir özellik değildir Allah bundan münezzehdir. Böyle olunca ne alemin içinde ne de alemin dışında olmamak Allah için muhal deyil, aksine olması gerekendir. Asıl muhal olan bunun aksini iddia etmektir.. Allah bizi dosdoğru yolundan ayırmasın. Amin