Zamanın sonunda,
Sayısız, bir olduğunda,
Son fırtına toplayacak kızgın rüzgârlarını
Ölmek üzere olan bir diyarı yok etmek
için.
Ve onun merkezinde,
Kör adam dikilecek
Kendi mezarının üzerinde,
Orada görecek yine,
Ve ağlayacak yapılanlara
Üç kıvrak kedi, kırılmış boynumun etrafında
toplanmış, kafamın içindeki lapamsı, gri bulamacı yalayarak
mideye indiriyorlardı. Kırmızı, sert dil uçları…
… büyücülerin yaptığı gibi, bir büyü yapılmış, o
büyülü çamur kütlesine benim eğreti yaşamım üflenmişti sanki. Gerçek yaşamın canlılığı yoktu orada. Asıl yaşamım bir yerlerde uykuya dalmış, suratı olmayan biri onu çantasına
tıkıştırmış ve şimdi de alıp götürmek üzereymiş gibi.