İnsanların çoğu,bindiği eşeği unutup da kayboldu sanarak pazarda eşek arayan Nasrettin Hoca'ya benzerler.Onlar da saadetin kendi içlerinde olduğunu unutarak onu barlarda,kahvelerde ve eğlencelerde ararlar.Sen bu gaflete düşme ve inan ki,muvaffakiyetin sırrı gibi,saadet kuşu da kendi içimizde ve içimizin en orijinal ve insani bir kudret kaynağı olan irademizin altından kafesi içindedir.Saadet,define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir.O ne şanstır,ne mirastır,ne piyangodur,ne mevki ve servettir.Saadet,gayretle ve irademizin kuvvetiyle zapt edebileceğimiz bir kaledir.
Kimlik bölümlere ayrılamaz, o ne yarımlardan oluşur, ne üçte birlerden, ne de kuşatılmış diyarlardan. Benim bir çok kimliğim yok, bir kişiden diğerine asla aynı olmayan özel bir "dozda" onu biçimlendiren bütün ögelerden oluşmuş tek bir kimliğim var.
“Bir kitap ruhumuzun buz kesmiş sularını kıracak bir balta olmalıdır,” demiş, Franz Kafka. Bana göre de bir kitap çıplak tenimize değen bir bıçak gibi ürpertici olmalıdır. Hem bizi ürpertmeli hem de harekete geçirmeli.
Eh, ben de böylesi kitaplar okuduğumda yorumluyor, kendimce çıkarımlarda bulunuyorum. Son zamanlarda okuduğum “buz kesmiş suları