Örnek olması dileğiyle.. 👏⭐😇
Yozgat'ın Kabalı köylüleri, "Küçük olsun, benim olsun" anlayışını yıktı. 800 tarlayı birleştirdiler ve 300 bin elma, armut, şeftali ve kiraz fidanları dikip bir şirket kurdular. 🍐🍑🍒
900 sigortalı işçiyle yıllık 20 ton meyveyi Avrupa'dan Çin'e kadar ihraç ettiler. Üstelik tersine göç başladı ve köyün nüfusu 800'den 1500'e çıktı. 👏⭐
ekonomi.haber7.com/sektorler/haber...
Her bir cümlede kendimi sorguladım. Hayatımı, yaşadıklarımı, yaşamımı, yaptıklarımı ve yapmadıklarımı... Okumanıza değer bir kitap. Bir şey kaybetmediğiniz gibi bir çok şey kazanırsınız bence.
Bu şehir bana kafa atmış gibi.
Ben yenildim belki.
Belki de bir ıslık yapıştı dudaklarıma.
kimsenin bilmediği bir şarkıyla
kimsenin bilmediği bir iklimde
Yendim o şehri.
Lakin buna da yenilgi denir.
Bir yenilginin koynuncia zaferler beslerneyi
ben de isterdim elbette,
gel gör ki oyun hileli
hava sisli
kulaklarımda yanık bir türkü,
mahsun, öfkeli, içli ...
Tek sığınağım o ıslık sesi,
Yenildiysem bile
şu dünyanın suratına gülüp küfretmemi
kim engelleyebilir ki?
Şimdi sen kurak bir iklime
susuyorsun belki, kim bilir?
Ben kül olmuş bir şehre bırakıyorum
öfkelerden ve özlemlerden artakalan ne varsa.
Belki başka şehirler,
başka şehirlerde başka gülüşler,
gülüşlerin ardında yine düşüşler vardır.
Olsun.
Başka hikayeler de vardır mutlak,
mutlu sonla bitmez belki,
takılır kalır mutlu bir başlangıçta.
Kalsın.
Gidiyorum ben sevgilim,
kendimi kendime yetim bırakıyorum.
Kızıyorsun, biliyorum.
Ömrünün muhasebe defterini yırtıp
yapraklarını atıyorsun
üzerime toprak diye.
Sonra bıçak gibi saplıyorsun sırtıma uzakları.
Göğsümü dövüyor yokluğunun yumrukları,
ölemiyorum.
Bak,
ellerin ağlıyor sevgilim.
Ben gidiyorum,
sen içimden geliyorsun.
Evvel zaman içinde
ne güzel bakardın sen bize
ve bizden olmayan her şeye.
Şimdi hala açık, hala iri, hala renkli,
ama parlamıyor gözlerin,
baktığın her yer gri.