İnsanlar ekleniyor hayatına, insanlar eksiliyor, sen bir kalabalıktan bir başka kalabalığa çok da fark etmeden geçiyorsun, birileri senin hayatından çıkıyor, sen birilerinin hayatından çıkıyorsun.
Teninin parçası olmuş niceleri
uzaklaşıyorlar, bir zamanlar adını bile bilmediklerin ise daha sonra en mahrem gülüşlerinin sahibi oluyorlar.
Aşk hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş.
Aşk insanın kendisini başkasıyla yakmasıymış.
Aşk kederden gülüş beklemekmiş.
Aşk insanın karşısındakini sevmesinden çok onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş..
Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim.
El olup gitmeseydin...
Çok içten gülüşleri olmalı insanın, kimsenin akıl sır erdiremediği kadar... Hayatın bütününe yayılmalı o gülüşler ve en sevdiğine katılmalı her seferinde. İnsan acı çekmeye gelmedi bu dünyaya, insan mutlu olmaya da gelmedi. İnsan neden bu dünyada olduğunu bilmiyor. Hayat kısa ya da uzun metrajlı bir film gibidir ve çoğu
film mutlu sonla bitmez.
Nedir bu acelen, güvensizliğin, bu sabırsızlığın? Bilmez misin Allah işleri yavaş yavaş halleder? Allah asla acele etmez. Ancak sen acelecisin. Sen her şeyi anında olsun istiyorsun. Her varlığın, her oluşun bir tekâmülü vardır. Bir
süreci, bir olma zamanı vardır. Senin ruhunun çiçek açma zamanı da gelecektir ancak bu aceleyle buna ulaşamazsın. Ulaşsan bile tadını alamazsın. Olmuşsundur, ama olduğunun bile
farkına varamazsın!
İstediğin bir şeyi Allah vermiyorsa ya O’na tüm yüreğinle yönelmediğin veya duanda ısrarcı olmadığın içindir, Yahut da Allah sana bu dünyada vermediğini ahretine sakladığı içindir.
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın.
Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende
hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak
bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil...
Sevdiğin birini yıtirince bir yanın onunla beraber
kaybolur.Terk edilmiş hayaletli bir ev gibi buruk bir
yalnızlığa esir olur, eksik kalırsın. İçinde bir sır gibi,
giden sevgilinin yokluğunu taşırsın. Öyle bir yara ki üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin caınını
yakar. Öyle bir yara ki iyileştiğinde bile kanar. Bir
daha gülemiyeceğini hafifleyemeyeceğini sanarsın.
Karanlıkra el yordamıyla ilerler gibi akar hayat.
Önünü göremeden, yönünü bilemeden, sadece şu anı
kurtararak... Gönlünün kandili sönmüş, zifiri gecede
kalmışsındır. Ama işte ancak böyle durumlarda, yani
iki göz birden karanlıkta kalınca, bir üçüncü göz açı
lır insanda. Kapanmayan bir göz ... Ve ancak o zaman
anlarsın ki bu elem sonsuza dek sürmeyecek. Hazandan sonra başka mevsimler gelecek, bu çölden geçince nice vadiler ve bu ayrılığın ardından bir ebedi
vuslat...
“Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin” diye sordular senden
sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı
gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, İkincisi giderken ardından
baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, İkincisinde
gözyaşlarımdan... O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan.
Kör değildim, sadece güvenmiştim!
Kıskançlık insanoğlunun doğasında olan bir
duygudur. Kıskançlık bir sevgi göstergesi
değildir. Kıskançlık, aşırıya kaçtığınızda ilişkinin
en büyük düşmanıdır. Aynı zamanda hiç
kıskanmayan biriyle de bir ilişkiyi
yürütemezsiniz. Küçük kıskançlıklar insana
kendini değerli hissettir, bu tür kıskançlıklar bir
çeşit ilgi göstermek de olabilir. Özetle aşırı
kıskançlık bir hastalık halini alır ve ilişkinin
sonunu getirir. O yüzden siz çok sevin, az
kıskanın.
Uzun yazıları sevmiyorum. Mesajlar en kısa
ve en net biçimde verilmeli. Hayat kısa ve gözler
yalan söylemez. Kendimize bakabilsek biraz...
"Ne yapıyorum ben?" diye sorabilsek. Sonra "İyi
de benim ne yaptığımdan bana ne yahu?" desek.
Bir bakmışsın yoksun. Sen zaten yoksun.
Tamam, varlığın gerçek ama beynin kadar
yaşıyorsun işte.
Kırık bir umut taşıyorum. Aklım sende kala kala senden gidiyorum. İnsan yarısında terk ettiği filmin sonunu merak eder mi? Ediyorum. Tüm yelkenlerim yırtılmış ama ben hâlâ rüzgârdan medet umuyorum…
Aşk yarası taşımayan aşkı bilmez insan yaralanınca yarasını saracak birini arıyor. Aşkın ikinci acemilik evresi bu... Oysa aldığın yara seni hakiki aşka götürüyor acı yol gösteriyor. Yaran kapanmadan bunu bilemiyorsun