Avni Alper

“Freud'un yönteminin eksik yönü, öncül ögelerin izini sürmenin yalnızca resmin yarısını ortaya koyması, olgunun yasayan anlamını kavramakta yetersiz kalmasıydı. Goethe nin Faust unu bu şekilde anlamaya çalışmak bir Gotik katedrali mineral yapısı bakımından anlamaya çalışmaktan farklı değildi.” ― C. G. Jung, Kirmizi Kitap Ciltli, p. 24
Reklam
Atlantis bir sembol mü ?
“Rüyalar ve mitlerde bilinçli zihin genellikle bir ada ile sembolize edilir: Ego, bir ada ortamındaki ada halkı gibi, kendine ait küçük bir dünya -bir düzen ve gerçeklik hakkında bir dizi varsayım kurar. Egolarımız, küçük adalarının sınırları dışında, görüş alanlarin dar sınırları dışında, egolarımızın algılayamayacağı uçsuz bucaksız bilinçdışı deryasının içerdiği koca bir gerçeklik ve hakikat evreni oldugunun farkında değildir. Bu görünmeyen enerji okyanusunun derinliklerinde devasa güçler iş başındadır. Atlantis efsanelerinin sembolize ettigi efsanevi krallıklar orada derinliklerde var olur ve bilinçli zihinlerimizin günlük yaşamına paralel hayatlar sürdürür. Alternatif bilinç merkezleri, alternatif değerler , tutumlar ve fikirler orada büyük denizdeki diğer adalar gibi mevcuttur. Arayan bilinçli zihin tarafindan keşfedilip kabul edilmeyi bekler.” ― Robert A. Johnson, Düsler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilincdisina Yolculuk, p. 21
“ İnsanlık aydınlanma ile birey oldu. Ulus-devlet ile yurttaş, sonra vergisini ödeyen vatandaş, neoliberal ekonomiyle küresel tüketici olmayı öğrendi; bağlantısal bütünsellik bilimi ve ortaya çıkmakta olan kültürüyle de yaşamdaş olmayı ögrenecek. Yaşamdaşlık zihnin "yaprak" olmaktan çıkıp, "ormanın" bağlantısallığı içine yerleşmesi demek.” ― Türker Kilic, Yeni Bilim Baglantisallik - Yeni Kültür Yasamdaslik, p. 83

Reader Follow Recommendations

See All
Nikah
“ 3-) İstibda' nikâhi Buhâri’nin naklettigi Hz. Aise hadisindeki ifadelere göre cahiliye devrinde bir erkek temizlik dönemindeki karısına, "Filan kişiyle cinsel iliskiye gir ve o adamdan hamile kal" derdi. Kadın o kişiden hamile kalıncaya değin karısına asla yaklaşmazdı. Erkeğin böyle tuhaf bir talepte bulunması, damarlarinda asil kan tasiyan bir çocuğa sahip olma arzusundan kaynaklanırdı. Hadisteki ifadeye göre bu nikâh/ilişki istibda' diye anılırdı." istibda' nikahından dünyaya gelen çocuk, söz konusu talepte bulunan adamın meşru oglu kabul edilirdi. Karısını kıskanmayan ve bu yüzden "deyyûs" diye anılan erkeklere atfedilen bir diğer nikâh türü de karıların değiştirme şeklinde gerçekleşen bedel nikahıydı .” ― Mustafa Öztürk, Geleneksel Islamin Kritigi, p. 87
Tanrı dünyaya karışmaz evladım insanlar onu kendi işlerine bulaştırırlar sadece
Reklam
Şeklimin bir tuhaf olduğu kesin , Ama bu yüzden beni suçlamak Tanrıyı suçlamaktır, Kendimi yeniden yaratabilseydim, Senin hoşuna gidecek şekilde yaratırdım.
“Bir Amerikalı kadın bir gün bana şunu sormustu: "Nasil hâlâ kitaplarınızın bazılarını: Adolf Hitler'in dili olan Almancada yazabiliyorsunuz?" Cevap olarak ona mutfakta bıçak kullanıp kullanmadığını sordum ve kullandığını söylediğinde şok olmus gibi davranarak "Bu kadar katil kurbanlarını bıçaklayıp öldürürken nasıl hâla bıçak kullanabilirsiniz?" dedim. Kitaplarımı Almanca yazmama yaptığı itirazdan vazgeçmisti.” ― Viktor E. Frankl, Insanin Anlam Arayisi, p. 151
Sayfa 151Kitabı okudu
Fakat aşık olmak sevmek değildir, insan nefret ederken de aşık olur.
“Gülme kızım, gülme... Gönül dediğin Allah'in evidir. Hiç şakaya gelmez. Ah bu gençlik! Ah, bu cahillik... Insan zanneder ki muhabbet bir eğlencedir, bir kırışma, iki gülüşme... Ben seni seviyorum, sen beni seviyorsun, mânalı hediyeler, kokulu mektuplar... İşte siz yaştakilerin muhabbetten anladigi şey... Hey gidi muhabbet hey... Muhabbet... Yavrum, bizim bildigimiz muhabbet, Allah vermesin, zelzele gibi, yıldırım gibi, yangın gibi, sel gibi bir şeydir, bir bela, bir afettir. Bir afettir. Güzel başın için böyle bir kaza temenni edemem; fakat sana yalnız şunu söyliyeyim ki vebal altında kalmaktan çekin.” ― Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nur Baba, p. 118
Sayfa 118Kitabı okudu
“Bu, Tahran'daki Azrail öyküsünü hatırlatmıyor mu? Bir gün zengin ve güçlü bir Iranlı, uşaklarından biriyle bahçede karşılaşmış Usak, Azrail ile karşılaştığını ve onu tehdit ettigini söyleyerek bağırmış. Efendisine, kendisine en hızlı atını vermesi için yalvarmis, böylece Tahran'a aynı akşam varabilecekmiş. Efendi kabul etmiş ve uşak ata atlamış. Eve dönen efendi Azrail'le kendisi karşılaşmış ve ona sormus: "Neden uşağımı korkutup tehdit ettin?" Azrail yanitlamis: "Tehdit etmedim, sadece onunla bu gece Tahran' da bulusmayı planlarken burada karşılaştığım için şaşırdığımı söyledim."” ― Viktor E. Frankl, Insanin Anlam Arayisi, p. 68
Reklam
Günümüzde biliyoruz ki insan genomu 20000 civarında gene sahip, muzda ise 36000
Bugünden itibaren, her uyandığımda, günün ilk nefesini içime çekmeden önce ilk ve tek düşüncem sen olacaksın.
Realist, zındıklık yolunu tutmuşsa, bir mucize görse bile kendinde buna inanmamasını sağlayacak güç ve yeteneği bulur.
Ağlayan çocuklara baktıkça okulla ilgili ilk fikrine kavuşmuş : Burası da mezarlık gibi diye düşünmüştü
Sayfa 299Kitabı okudu
Kaç yaşına kadar yaşarsa yaşasın insan varoluşun travmasını asla atlatamaz
Sayfa 285Kitabı okudu
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.