Sait Köşk
@Aybebe
Her kitabı okumam. Eleştirmen değilim. Burada paylaştıklarım kitaplardan bende kalanlardır. Bilirim, kitapların her okuyucuda bıraktıkları farklıdır. Çünkü her insan biriciktir. Değişiktir. Kıymeti de buradan kaynaklanır.
Edebiyat Öğretmeni, Karavan Çocuk'ta Editör.
Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili Ve Edebiyatı
İstanbul
Kahramanmaraş
1097 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.
Nurettin Topçu
Vücudu örtmek onu inkâr etmek değil, fakat onu bir altın gibi, kalabalıkların gözünden gizlenen şeylerin alanına çekmektir.
Titus Burckhardt
“İnsanların en cömert ve en iyi huylusunu söyleyeyim mi sana?” dedi Hazreti Ömer (ra) “Elbette efendim sizi dinliyorum.” “En cömerdi muhtaçken veren, en iyi huylusu kendine haksızlık edeni bağışlayandır.”
Okur Takip Önerileri
Sordular bir Allah dostuna: “Allah'ı nerede arayalım?” “Nerede aradınız da bulamadınız ki?” dedi.
"Âlim kimdir?" dediler bir Hak dostuna. "Bildiğini bilen." dedi. "Ya ârif kimdir?" dediler. "Bilmediğini bilen." dedi.
Kur’an’da “yazıklar olsun!” “vay haline!” cümlesi ile başlayan iki sure var. Biri eksik ölçüp tartanlarla (insanların malları) ile ilgili, diğeri insanlarla el kol işaretleri ile alay, onları gıybet edenlerle (onur ve şerefleriyle oynayanlarla) ilgilidir.
@tüfekcii52
Zulüm; merhametsiz kalplerde gelişir. Kaynağı; hırs, haset, kin ve menfaat duygusu gibi bütün hayvanî ihtiraslardır.
Nurettin Topçu
Yitirme, bulma arzusunu uyandırır.
Gurbette söylenir sıla şarkısı.
Sezai Karakoç
"Terbiye ana kucağında başlar."
dedi Namık Kemal.
"Her söylenilen kelime,
çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır."
"Neyi unutayım, neyi unutmayayım?" dedim Lokman Hekim’e. "Bir, Allah'ı ve ölümü unutma; iki, yaptığın iyiliği ve gördüğün kötülüğü unut." dedi.
Fakirlikten dert yanan hanımına Ebu'd Derda şöyle diyordu: “Önümüzde öyle bir yokuş var ki, onu ancak yükü hafif olanlar tırmanacaktır...”
“Ummazsan küsmezsin,” dedi Mehmet Zahit Kotku. “Küsmezsen de kızmasın. Kızmadıktan sonra geçinemeyecek ne var bu âlemde?”
Eski Türkler erkeğe "koca" diyordu.
Büyük, bilge ve dağ anlamında. Kadın'a da o dağın tepesindeki taç anlamında "kar" diyordu. "Koca'nın kar'ı" bu anlamdadır. Şimdi dağ'lar yok, tepecikler var ve kar'lar eriyor bu yüzden. Allah dağına göre kar versin.
Celâl Fedai
Dediler: "Hak yoluna düşünce neden belâlar hemen gelir?" Dedi: "Her önüne gelen muhabbet davasında bulunmasın, belâyı görünce kaçsınlar diye."