Sevmek ne uzun kelime. Derin deniz mavisi. Ne zaman geleceksin? Gelsen ya... Güzel buralar. Hem sana bütün olmayı öğretirim. Göğsünde kaybolurum hüzünlendiğim dakikalarda, çünkü senin omuzlarında deniz manzarası var.
Cemal SÜREYA
"Böyle bir dünyaya çocuk doğurulur muydu? Acılar neden sürdürülsündü ki ya da duyguları durmadan değişen, kaprislerinin, kibirlerinin elinde kah şuraya kah buraya savrulan bu şehvet düşkünü hayvanların soyu neden çoğalsındı ki?"
Kesinlikle pesimist bir bakış açısıyla bakıyor hayata, yargılandığından değil, bende şu dönem öyle bakıyorum. Şöyle düşünebilirdi; şu dünyadaki yanlışlara rağmen doğru bir çocuk yetiştireceğim. Tabii bakış açımız benzediği için neden böyle söylemediğini de az çok anlatabiliyorum.
Aslında dönemin ingilteresinde kadınlara birey gözüyle bakılmadığı için bence bu görüş paylaşılmış. Halbuki, şu anki ingilterede çok daha farklı bir yaşayış olduğu aşikar. Hatta övmek gibi olmasın ama ingilteredeki cinsiyet eşitliğinin en üst noktada olduğunu düşünüyorum. Woolf eğer günümüz insanı olsaydı, psikolojisi ne denli olurdu bilemem ama kesinlikle sizin belirttiğiniz gibi:dünyadaki yanlışlara rağmen doğru bir çocuk yetiştirirdi 😊
"Ama daha derinlere inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz: Siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil."
Dostoyevski'nin bu sözünü çok severim. Gerçekten, palto eseri abartılamayacak kadar güzel ve başta Dostoyevski olmak üzere, diğer rus yazarların da eserlerinde bu kitabın izlerini görmek mümkün.