“ İnsanlar şeytanlarını içlerinde taşıyorlar. “
İncelememe kitabın tek satırlık özeti ile başlamak istedim.
Buna yakın bir demeç okumuştum yakın zamanda. Düşünce dünyamızda ne ekersek onu biçiyormuşuz aslında. Hep bilinen ve “gözünü karartmış da yapmış” dediğimiz suçlar bile esasen insanın kişiliğinin gizli ve derinde bekleyen bir parçasıymış. Sadece gün yüzüne çıkmayı bekleyen.
Kitabın ana karakterinin duygu geçişleri, çelişkileri, dönemin koşullarının çok iyi işlendiği bir eserdi. Okurken ana karakteri sorgulama, empati yapmaya çalışıp, daha sonra bundan ötürü pişman olmak kitapla daha fazla bağ kurulmasına neden oluyor.
Klasik rus edebiyatını dönemin ve coğrafi koşulların yakınlığı nedeniyle (iklim koşullarından bahsetmiyorum) beğeniyorum. Klasik eserlerin takılmayan akıcılığını bu kitapta da rahatlıkla hissettiğimi söyleyebilirim.
Genelde mutlu sonla bitmeyen kitapları severim. Bana hayatın gerçekliğini bir kez daha hatırlatırlar. Bu kitabın iki sonu var ve ikisi de mutsuz.
Kitabın teması: duygusal ve cinsel açlık.
“Bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. Tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o, bilmelisiniz!”
“Şu anki görünüşümün, apaçık, güneşe boğulmuş dış gerçeklik kavramının, önemsiz olduğumu söyleyen içgüdünün, küçücük olup da mutlu olmayı düşünebilmenin tesellisinin silinip gideceği ana dek, tüm tanrılar beni korusun.”
“Hiç öyle bir iddiam yok. Benim de kusurlarım var, ama akılla ilgili olmadıklarını umarım. Yaradılışımı savunacak değilim. –Sanırım pek sevimli değil –herkesin çok hoşuna gidecek kadar değil. İnsanların ahmaklıklarını, kötülüklerini gereğince çabuk unutamıyorum, ya da bana yönelik kabalıklarını. Kimse duygularımı kolay kolay kışkırtamaz. Yaradılışım için kinci diyebiliriz belki. –Birinden bir kez soğuyunca ilelebet soğurum.”
Hiç, her şeye sahipken bunu kaybettiğim olmadı. Ama ben de sevdiğim ya da sevmeye çalıştığım kim varsa kaybettim.
Kötü adamlar başlarına gelen kötü şeyleri hak ederler. Bu denklemde başıma gelen kötü şeyler de, beni kötü bir adam yapar.
Dünyayla ilişkimin, bir avuç tarla, yaşlı bir öküz ve derme çatma bir evden ibaret olmasını çok isterdim. Şüphesiz benim kötü adam olma ödülüm çok daha azı olurdu.
Elinizden düşmeyecek güzel bir kitap. İnsanın bir solukta bitiresi geliyor.