Bu dünyayı değiştirmek istiyorsak, kendimizi değiştirmek zorundayız.
Dünyada barış istiyorsak, önce iç barışımızı bulmak zorundayız.
Birini sevmek istiyorsak, önce kendimizi sevmeye öğrenmeliyiz.
İnsanlar bir yandan daha önce hiç olmadığı kadar çok insanla bağlantı halindeyken, bir yandan da daha önce hiç bu kadar yalnız değildi.
Diğer deyişle, ya doğrudan iletişim kurar ya da tek başına zaman geçirme mutluluğunu tadardık.
Şimdiyse insanlar her boş ânı cep telefonlarına bakarak geçirdiklerinden, hiçbir zaman tam anlamıyla yalnjz kalmadıkları gibi gerçek anlamda başkalarıyla da iletişim kuramıyorlar.
Çok görevli, iş düzeni gündelik yaşamımızın bir parçası oldu; dinlenmek, düşünüp taşınmak, ve ruhen yenilenmek için yeterli zamanımızın olmadığı hızlı tempolu yaşam biçimi artık neredeyse standart hale geldi.
Onun için kişisel yalnızlığı korumak iç huzuru güçlendirmenin bir yoluydu. Harekteli ve çoğu zaman bunaltıcı dünyamızda, sığnmak için kendimize özel bir yer bulmak hayati önem taşır.
Burası özellikle bir yer olması zorunda değildir. Dikkatinizi dağıtacak bir şey olmadan kendi odanızda geçireceğiniz bir saat bile yeterli olacaktır. Yatağınıza kıvrılıp düşüncelerinizi bir günlüğüne yazmak da öyle.
İyi ile Kötü’nün karşılaştığı kısacık bir an, saniyenin binde biri kadar bir zaman var mı, varsa o anda İyi, Kötü’ye üstün gelebilir mi, ben bunu öğrenmek istiyorum.
“Senin ve benim duyduğumuz acı hiç geçmeyecek, ama çalışmak bizim bu acıya katlanmamıza yardımcı olacak.
Acı, yorgun bir bedeni öldürmeye yetecek kadar güçlü değildir.”
Öğlum kendi başına yaşayacak kadar büyüdüğünde, beni buradan başka yerlere götürmelerini istedim.
İşte o sırada sen çıkageldin.
Sana daha önce söyledim, bir kez daha söylüyorum : O günden başlayarak vadinin, dağların gökyüzüne uzanan koyu siluetlerinin, buğdayın büyebilmesi için biçim değiştiren ayın güzelliğini keşfettim.
O kadar güzel olduğunu fark etmeksizin o manzarayı ne çok kez izlemiştim?
O kadar derin olduğunu fark etmeksizin gökyüzüne ne çok kez bakmıştım?
İçimde yeniden sonsuz bir yaşama isteği doğdu.
Yaşamanın anlamı, benim ona vermek istediğim anlamdı yalnızca.