Hep bir yabancıya bakar gibi mayası efkâra
çalan gözlerin eylülün ekime vedası gibi giderken
Bir ayağı kapıda sevgini beyhude
bir çabayla durdurabilir miydi sözlerim
Sabıkalı bir şehrin icralı kaldırımlarında uzak
anlamları olan basit bir cümleyle düşlemek
Ve aylak bir çobanın kavalından şarkı yapıp
ezgilere bağışlamak Çolak bir ressamın elinden
resmetmek bir tabloda seni cinayettir bilirim
Taburcu olamadığımız bir sevdadan kalma
günahlarla açtığımız yaraları farklı şehirlere
taşımış, ölü ozanlardan dinlediğimiz şarkılarla
bıraktığı izin ikimizce aynı olduğunu anlamışız
Öldürmeyen acılarla aşina olduğumuz
kaç sevdaya çalınmışsa adımız ve kaç
şarkıda düşük yapmışsa mutluluklar,
biz hep aynı içli karanlıkların nakaratı olarak kalmışız
Cümlesini kuramadığım seyyar ışıkları
olan kifayetsiz birkaç kelime sonrası,
Vahameti gözlerinden okunan epik bir ayrılık,
Yarı zamanlı, derme çatma bir gecekondu yalnızlığıydı
Dün gibi hatırladığım vaktini bilmediğim gidişin