Vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. Ne yazık ki, içimizde kalp adını verdiğimiz o küçük organı da barındırırız; kalbimiz, yakalandığı bazı hastalıklar sırasında, belirli bir kişinin hayatına ilişkin her şeye karşı son derece duyarlıdır; örneğin o kişinin bir yalanı –kendimize veya başkalarına ait yalanların ortasında neşe içinde yaşadığımız ve hiçbir zararını görmediğimiz halde– ne yazık ki bir ameliyatla aldıramadığımız bu küçücük kalbe, dayanılmaz krizler yaşatır.
"Benim için yer, verilen onur, hatta o güzel portre önemli değil. Benim için önemli olan, bizim birbirimizi daha iyi tanıyamamış olmamızdı. Bir patates yüzünden, birbirimizi anlayamadık, hayatımızdaki yönelmeler farklıydı."
Tek önemli vakit var; o da "şimdidir", içinde bulunduğumuz an. Çünkü sen şimdinin bir parçasısın. Çünkü ancak o zaman elinden bir şey gelebilir. Gelecekle ilgili planlarından kurtul, geçmişin pişmanlıklarını da bir kenara bırak. Arayıştan vazgeç. Anı yaşa, onu kabullen. İşte o zaman var olabilirsin
"Kasenizi ağzına kadar doldurursanız, dökülecektir. Bıçağınızı keskinleştirmeye devam ederseniz, körleşecektir. İnsanların onay vermesini önemserseniz, onların mahkumu olursunuz. İşinizi yapın ve geri çekilin. Dinginliğe giden yegane yol budur." Lao Tzu
İfade ve tartışma özgürlüğü ancak insanlar sözlerinin sorumluluğunu üstlendikleri takdirde anlamlıdır; aksi takdirde tartışma içeriksizdir, sözlerin önemi yoktur.
Ey uçucu, belirsiz ruh Bu toprağın dostu, yoldaşı Uzaklardaki hangi bilinmez ülkeye doğru Açacaksın kanatlarını şimdi? Ne zamanki neşeni kaybetmiş, Soluk, donuk çaresiz.