Albert Camus'nün okuduğum ilk romanı.Adından da anlaşılacağı üzere topluma, değerlere, duygulara yabancılaşmış hissiz bir karakter üzerinden ilerliyor kitap.
Daha önce okuduğum ve dış dünyaya içinin kapılarını kapatmış karakterlerin (Ör:Selim Işık)nahifliğinin aksine Meardault karakteri soğukkanlı ve beklentisiz.Bu beklentisizlik öğrenilmiş çaresizlik gibi değil duygularından tamamen sıyrılmış olmanın sonucu hatta kitapta geçmiş, gelecek ve şimdiye dair duygusallığa kapıldığı bir an hemen hemen hiç yok.Hayata tamamen nesnel bir pencereden bakıyor.Aşk, ölüm, kalım onun için her şey belli bir neden sonuç çizgisinde ilerliyor. Maneviyata hiç önem vermemesi, duyguların onun için gerçekliği olmaması ise bu bu yabancılaşmayı kolaylaştırıyor.