Yeşim G.

Yeşim G.
@Balmumuy
Zaten kalem dediğin elde fener aydınlığı. Murathan Mungan - Hamamname
Durmaksızın dönüp duran dünyada insanlığın bin yıllardır kendisini bir türlü bulamamasına şaşmamak lazım; ne de olsa hayatta kalma mücadelesi tüm vaktimizi alıyor.
Sayfa 127 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Herkesin korkutucu sözlerinin ağırlığından habersiz, "durdurulamaz biçimde büyüyen kaos"tan, "gündelik hayatın tahmin edilemezliği"nden ve "yaklaşan felaket"ten bahsettiği zamanlarda, bulaşıcı korkularının nedeninin günbegün kendisini daha da güçlü hissettiren kaçınılmaz bir sonun keskinliğinden değil, kendi kendini huzursuz eden hayal gücünün yok edici hastalığından kaynaklandığını ve bunun bir gün gerçekten de bir felakete neden olacağını, içsel bağlantıları gevşediğinden amacını yitirmiş insanları kaplayan, insanlar dikkatsizce ruhun ezeli kanunlarından saptıklarında, kendi alçakgönüllükten yoksun tasarlanmış dünya üzerinde kontrollerini kaybettikleri sırada ortaya çıkan yalancı bir his olduğunu düşünüyordu.
Sayfa 117 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Ve tüm bunları, bastığı yeri ve yaşadığı şehri gördüğünde, tüm hikayelerin ve tüm olayların, tüm hareketlerin ve tüm niyetlerin burada da sadece kendini tekrar edip durduğunu gördüğünde var olmayan bir değişimi hissetmesi mümkün olmadığı için, diğer insanların arasında, bulutundan ayrılınca yere düşmekten başka seçeneği olmayan bir yağmur damlası misali, kendisine düşen rolü yerine getirmekten başka bir şey yapması gerekmediğini bilinçsizce kabulleniyordu.
Sayfa 99 - Can YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Bir anlığına: Meyhane mi daralmıştı? Yoksa: Dünya mı fazlaca genişlemişti? Bu sözleri, sayısız kez duymuş olsalar da, "kararan gökyüzü"nün, "çöken toprak"ın "yuvalarına sığınan kışlar"ın vahşi gürültüsü, bu sefer de, içlerinde bir şeyler uyandırıyor, ve bu yakıcı kaşıntıdan, şimdiye dek nasıl da haberleri olmuyordu?
Sayfa 91 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Kendimizi teselli ederek iyileşiriz: Kalbimizde her zaman ağlamak ve her zaman sevmek için bir şey yoktur. La Bruyere,
Sayfa 29 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Seni rahatsız eden, seni duygulandıran, seni korkutan, ama bazen de coşturan şey başkalaşmanın aniliği değil, aksine, bunun bir değişim olmadığı, hiçbir şeyin değişmediği, -bunu ancak bugün bilsen de- öteden beri böyle olduğun duygusu, o belirsiz ve ezici duygu; çatlak aynadaki bu yüz senin yüzün değil, maskeler düştü sadece, odanın sıcaklığı onları eritti, uyuşukluk onları yerinden söktü. Doğru yolun, güzel kanaatlerin maskeleri. Bugün artık pençesine düşmüş olduğun şey hakkında yirmi beş yıldır hiç mi bir şey anlamadın? Ölü zamanlar, boş geçitler. Geçici ve yürek paralayıcı o arzu, artık bir şey duymama, bir şey görmeme, sessiz ve hareketsiz kalma arzusu. Saçma sapan yalnızlık düşleri. Körler Ülkesi'nde başıboş dolaşan, bellek kaybına uğramış biri: geniş ve boş sokaklar, soğuk ışıklar, bakışın şöyle bir değip geçeceği dilsiz yüzler.
Sayfa 21 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sen bir aylak, bir uyurgezersin, bir istiridyesin. Tanımlar saatlere, günlere göre değişiyor ama taşıdıkları anlam az çok belli: Yaşamanın, harekete geçmenin, bir şey yapmanın pek sana göre olmadığını hissediyorsun; sadece sürüp gitmek istiyorsun, sadece bekleyişi ve unutuşu istiyorsun.
Sayfa 20 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bütün insanlar aynı. Pislik, meşum bir deyiş işte! İnsanların birbirinden korkması, var olan tüm ideolojilerin kirletilmesi, insanların çabalarının aşağılanması, mutluluğun inkar edilmesi, güzelliğin itibarsızlaştırılması, onurun ayaklar altına alınması, sözüm ona "modern çağın kaygısı"... Hepsi bu sözün marifeti.
Sayfa 114 - Olvido KitapKitabı okudu
Bütün insanlar aynı. Bu tuhaf deyişin demokrasi veya marksizm ile hiçbir alakası yok. Barda oturan çirkin bir adamın yakışıklı bir delikanlıya fırlattığı kelimelerden ibaret. Hissettiği rahatsızlığın, duyduğu kıskançlığın eseri; kesinlikle bir ideolojinin değil.
Sayfa 114 - Olvido KitapKitabı okudu
Terk ettiğim dünyaya geri dönemem. İnsanların o fesatlık dolu aptalca kibarlıklarıyla bana layık gördüğü tek şey ise bekleme odasındaki bir sandalye.
Sayfa 113 - Olvido KitapKitabı okudu
Reklam
Evet. Kimsenin dermanı kalmadı artık, genç sanatçıların bile. Ayaz. Zamansız bir ayaz çökmüş dünyaya.
Sayfa 107 - Olvido KitapKitabı okudu
Olmadığın biri gibi davranınca soylu değil, acınası yalancının teki olursun.
Sayfa 7 - Olvido KitapKitabı okudu
Daha dün çocuğun şaklabanlıklarını şevkle alkışlayan, ona neşeyle gülen bu insanlar, nasıl oluyordu da şimdi o dayak yerken bunca istekli, bunca sevinçli görünebiliyor, Kuzin'i destekliyorlardı? Bu insanlar hastaydı. Bu insanlar yürekleriyle gülmeyi hiç öğrenmemiş zavallı yaratıklardı.
Sayfa 60 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
İnsanlardan korkuyor, bu yüzden de hep onlara bir şeyler borçluymuş gibi davranıyordu.
Sayfa 39 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gözleri kapalıydı. Yüreği midesine gömülmüştü sanki.
Sayfa 32 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
6.8k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.