Cansu Kıral
@BayanNihayet
“ Hüzün geriye kalandır. Biraz blues dinleyin benim için...”
Creative Design
Antakya, 1 Kasım
44 okur puanı
Ocak 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: "Buraya kadar!" dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, "daha önce haber vermiştik" derler. "Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik."
Okur Takip Önerileri
İster bir lekeyi temizliyor olun ister bir balığı veya evi, düşünmek istediğiniz şey dünyayı düzeltiyor olduğunuzdur; ama aslında yaptığınız, işlerin kötüleşmesine izin vermekten başka bir şey değildir. Daha çok ve daha hızlı çalışırsam bu kargaşaya son verebilirim diye düşünürsünüz; ama beş yıllık ömrü olan bir ampülü değiştirirken, ölmeden önce belki de en fazla on kere daha bu ampülü değiştirme şansınız olduğunu fark edersiniz.
Sayfa 283 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dışarıdaki kiliseler dev dinlerin uzaktaki fabrikalarında üretilen yalanları insanlara satan mağazalardır, dedi Adam.
Sayfa 294 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dünyada olup biten her şeye Tanrı karar veriyordu. Hayat tamamlanması gereken bir görevdi. Önemli olan faydalı bir şeyler yapmaktı ve her türlü sevinç ve gözyaşı insana ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramazdı. Duygular ahlaki yozlaşmanın işaretiydi. Hayattan bir şeyler beklemek veya pişmanlık duymak gereksiz ve aptalca lükslerdi.
Sayfa 295 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dışarıdaki dünyada insanlar kuşları evlerinde tutuyorlar, dedi Adam. Bunu görmüştü.
Karısıyla evlendiğini devlet nazarında yasalaştırmak için Adam kilise topraklarından bir kez dışarı çıkmıştı.
Dışarıdaki dünyada televizyon denilen ruhlar insanları evlerinde ziyaret ediyor, dedi Adam.
Ruhlar radyoda tabir edilen şeyler vasıtasıyla insanlarla konuşuyormuş.
Bir arada olmaktan nefret ettikleri ama yalnız kalmaktan da korktukları için insanlar telefon denilen bir alet kullanıyorlarmış.
Sayfa 297 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
Sayfa 299 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Kalıp da acı çekmeye değecek kadar güzel bir dünya değil bu, diyorum. Buna dünya bile diyemeyiz hatta.
Sayfa 303 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bugünün tarihsel etkenleri parlamentolar dışında bulunuyor; bunlar: ekonomik gruplaşmalar, ekonomik gelişmeler ve uluslararası olaylardır. Örneğin,bugün hepimiz oyumuzu kullandık ama, hükümet bizi hiç de temsil etmiyor.
Demek, halkın büyük bir bölüğü, hiçbir biçimde, hiçbir gerçek hakka sahip değil.
Burjuva demokrasilerinde görülen özgürlük, aldatmacadan baska bir şey değil.
Sayfa 67 - Say YayınlarıKitabı okudu
Bir işsizin açlığı,aynı zamanda, bütün öteki işsizlerin de açlığıdır.Burada, açlığın kendisinden, açlıktan kurtulmak uğrunda harcanan çabadan bir bağlılık doğmaktadır.Sonra, başkalarının yiyip içmesi karşısında duyulan öfke de var. Çekememezlik,adi kıskançlık adları verdikleri bu öfke tam tersine bir eşitlik, bir adalet duygusudur. Açlık, başlı başına açlık,ücretlerin artmasını isteyen açlık, gereksinmelerden kurtulmak isteyen insanın hak isteğidir.
Açlık, özgürlük isteğidir başlı başına.
Sayfa 69 - Say YayınlarıKitabı okudu
“Kendime Düşünceler” kitabı, Marcus Aurelius’un derin düşünce dünyasını keşfetmek adına atılmış büyülü bir adım gibiydi. Roma İmparatoru’nun kişisel günlüklerinden derlenmiş bu eser, beni bir felsefi yolculuğa davet etti ve bu yolculuk, kendi içsel dünyamı keşfetme adına muazzam bir deneyim oldu.
Aurelius’un satırları, sadece antik Roma’nın bir imparatorunun değil, aynı zamanda insanlığın evrensel sorularına ve içsel çatışmalarına dair derin bir anlayışın kapılarını aralıyor. Onun felsefesi, yaşamın geçiciliği, insan doğasının karmaşıklığı ve iç huzurun değeri üzerine yoğunlaşarak, adeta bir yaşam rehberi niteliğinde.
Her bir sayfasında stoacılık felsefesini etkileyici bir şekilde işleyerek, okuyucuyu kendi düşünce sarmalına çekiyor. Aurelius’un samimi ve derin dilindeki bu eser, sadece bir liderin düşüncelerini değil, aynı zamanda evrensel insan deneyimini de masaya yatırıyor. Her bir cümle, bir hazine gibi, düşünce dünyamda yeni kapılar açtı ve içsel huzur arayışımda bir rehber oldu.
“Kendime Düşünceler,” sadece antik bir imparatorun dünyasına değil, aynı zamanda kendi dünyamıza da bir ayna tutuyor. Bu kitap, yaşamın anlamına dair derin düşüncelere dalmak isteyen herkese, kendi iç yolculuklarında bir rehber olabilir. Marcus Aurelius’un kelimeleriyle dolu bu eser, bir felsefi hazine olarak başucumda özel bir yer edindi. 
Marcus Aurelius 
Kendime Düşünceler
“Bülbülü Öldürmek,” okuduğumda beni derinden etkileyen bir eser oldu. Harper Lee’nin kaleminden çıkan bu kitap, 1930’ların Güney Amerika’sında geçen ırk ayrımcılığı ve adalet temalarını içeren güçlü bir öyküyü anlatıyor.
Scout ve Jem Finch’in gözünden olayları aktararak, çocukların dünyasından yetişkin sorunlarına bakma fırsatı sunuyor. Atticus Finch’in babalık öğretileri, cesareti ve etik duruşu, beni derinden etkiledi. Onun liderliğinde, siyahi bir adamın haksız yargılanmasına karşı verilen mücadele 
Bülbülü Öldürmek 
Harper Lee , toplumsal eleştirinin güçlü bir örneğini oluşturuyor.
Lee’nin sade ve etkileyici dil kullanımı, kitabın duygusal derinliğini ve düşündürücü yanını ön plana çıkarıyor. Her karakterin içsel çatışmaları ve gelişimi, okuyucuyu olaylara daha yakından bağlıyor. Bülbülü Öldürmek, sadece ırk ayrımcılığına karşı bir duruşu değil, aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığını da çarpıcı bir şekilde yansıtıyor.
Sonuç olarak, “Bülbülü Öldürmek” benim için unutulmaz bir okuma deneyimi sunan bir eser oldu. Harper Lee’nin benzersiz anlatımı ve derin temalarıyla, kitap günümüzde bile güncelliğini koruyan bir edebi şaheser olarak kalbimde yerini aldı.
“Sen bunu anlayamayacak kadar küçüksün,” dedi, “ama bazen bir adamın elindeki İncil… babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir.”
Sayfa 59 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
O akşam sordum: “ Sen zencileri mi savunuyorsun, Atticus?”
“Elbette savunuyorum.Zenci deme,Scout. Bu kabalıktır.”
“Okulda herkes öyle diyor.”
“Bundan böyle o herkesten bir kişi eksilecek.”
Sayfa 97 - Sel YayıncılıkKitabı okudu