Dünyada olup biten her şeye Tanrı karar veriyordu. Hayat tamamlanması gereken bir görevdi. Önemli olan faydalı bir şeyler yapmaktı ve her türlü sevinç ve gözyaşı insana ayak bağı olmaktan başka bir işe yaramazdı. Duygular ahlaki yozlaşmanın işaretiydi. Hayattan bir şeyler beklemek veya pişmanlık duymak gereksiz ve aptalca lükslerdi.