Nedense bahar gelince soğuyorum insanlardan , doğa uyanırken insanların gerçeklerini gösteriyor gibi . Karanlıkta kalmış neleri varsa dökülüyor ortaya , yürekler kirli ve yıkanmalı güneşin ışığıyla .
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli
Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bir aşkın kavuşmasını bekledim ya da Martin sonunda çok farklı bir yerde olacaktı ama ne bir aşkla bitti sonu ne de M.Eden istediğim yerdeydi . Ben beklendik bir sona zorladıkça ellerimden kayıp gitti kitap . Ne bu şimdi ? Dedim kendime , hani nerede bu kitabın sonu ? Martin intihar eder , Ruth ile kavuşmaz …
Uzun bir süre düşündükten sonra anladım ki bu kitap ne bir aşk kitabıydı ne de Martin Eden . Bu kitap Jack London’u o yapan her şeydi . Edebiyattı bu kitap , ilmek ilmek işlenen bir eser . Kullanılan dil , yoğrulan üslup ve Jack London’un doğuşu . Aslında çoğu zaman onun gibiyim hatta bu ara tam da o yerdeyim .
Martin EdenJack London · Lilith Yayınevi · 201991,4bin okunma
Dedim ki kendime “ Bu kibirli , kendinden emin müslümanlığın kime?” Ahir zaman deyip gönlümü avutmak yerine daha fazla Hz.Hatice annemiz gibi olabilirdim . Sorgulanması gereken bir nefsim varken nasıl da huşûda kalmış kalbim . Bundan mütevellit bir sorgulamaya girdim bu kitapla, nefsimle baş başa verip “ Neler diyorum , neler görecek ömrüm bu kitaptan sonra .” Mütemadiyen kıssadan hisse idi kitap , ancak çok derinleşiyordu konular ; düşündükçe , okudukça çıkan şeyler dumura uğrattı beni . Bir Hz. Hatice dokundu bana , bilmem nereye götürür bu yol beni .
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Bir çok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil