Bazen tek bir soru cümlesi yorar sizi.
Nasılsın ?
Nasılım ? Nasıl hissediyorum ?
Parçalı bulutlu gibiyim sanki…
Bazen güneş açıyor içime
Çiçeklendiriyorum her yeri
Gülüşlerim can veriyor çevreme
Peki parçalı bulutlu hallerim ?
Kim parçaladı bulutlarımı
Yarım kalan hikayeler mi?
Söylenmemiş sözler mi?
Sevilmemiş kalpler tutulmamış eller mi?
Bir yerlerdeyim... Hayattayım, yaşıyorum ama bir şeyler eksik... Beni görenler ne kadar da mutlu ne güzel hayatı var diyorlar. Evet, öyle ama o eksik parçayı bulamıyorum...
“Hayat futbola fena halde benzer. Futbol şahsi beceri gerektirir ama aslında toplu oynanan yani insanların bir takım halinde oynadıkları bir oyundur. Hayatta öyle değil mi? İstediğin kadar yetenekli ol, iyi bir takımın yoksa kaybedersin.”
İnsan neden hep başkalarını suçlar? Hayatta ne anadan ne babadan ne eşten ne evlatlardan yana gülmediğinden yakınır? Neden kendi yaptıklarını görmezden gelerek unutur ? Neden kendini düzeltmeyi hiç denemeden karşı taraftan bekler düzelmesini? Neden sevmek yerine nefret duygusunu körükler? Ve neden sürekli şikayetlenmek, beğenmezlik etmek yerine sessizliğini koruyarak şükrederek yaşayamaz?
...
Bir şiir yazmak bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim
Yağmur var çok sevdiğim rüzgarda
Bugün pazar daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda
Bugün pazar ve ben seni çok özledim
Ibrahim SADRİ
Bardağın boş tarafına bakmak yerine biraz da dolu tarafına bakalım ne dersiniz ?.. Okumanızı tavsiye ettiğim güzel bir köşe yazısı.. 😌
hurriyet.com.tr/amp/yazarlar/ca...