Berkay

Pek tabii ki bu ahlak öğretileri kendi "en yüksek iyi"lerinin biricikliğinden, öbür öğretilerin "en yüksek iyi"lerinin hiç de öyle olmadığından şüphe duymazlar. Zaten ahlak öğretilerinin bu çok sayıdaki "en yüksek iyi"lerini birbirleriyle bağdaştırmak da pek olanaklı değildir. Tabii ki böyle bir saptamayı bir ahlakçı degil, bir ahlak öğretisi geliştirme peşinde olmayan, tersine, bizzat bu öğretiler çokluğunu irdeleme ve eleştiri konusu kılan bir etikçi yapabilir.
Sayfa 36 - Notos Kitap Altıncı Basım Eylül 2022Kitabı yarım bıraktı
Reklam
"Paşam, 1789 inkılapçıları ölmüştür. 1919 inkılabını yapan zat ise karşımızdadır. Bu inkılaptaki ruh ve düşünüş birliğini çözse çözse ancak O çözebilir. Eğer bize lütfederlerse yeni bir bilgi kazandığımızdan dolayı minnettar kalırız. Gazi, bu arkadaşı okşadı ve iltifat etti: ‘Öyleyse not defterlerinize işaret edin. Bu iki inkılabın ruh ve düşünüş birliği ve benzerliği açlık ve sefalet içinde yaşayan, şuurlu bir milletin sefalet ve ihtişam içinde yaşayan, şaşırmış bir iradeye boyun eğmemesi ve onu boğmasıdır.' buyurdular.
Sayfa 115 - 3. bsk.__Ankara: AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2020Kitabı okuyor
Kars Numune Okulundan bir öğrenci hemşehrilerinin sevinç ve şükranını sunduğu söylevinde şunları söyledi: "Bir zamanlar medreseleri yaşatan, Türk'e büyük felaketler getiren bilgisizlik ve bağnazlık yüzünden iyi düşünülemiyor, pek çok genç dimağlar zehirleniyor, gerçeği gören aydın ve temiz fikirliler ise başkaldırıyor ve taşkınlık yapıyordu. Padişahlar saraylarını, köşklerini, cariyelerini süslemek için, senin aç ve yoksul yavrularını karanlık izbelerde ve zindanlarda yaşatıyorlardı. İşte senin sarsılmaz azmin, emelin, senin sebatın ve ülkün, senin verimli çalışman ve sonunda bu yoldaki zaferin ile şimdiye kadar zulüm ve ihanet gören yavruların, artık Cumhuriyet bayrağı altında, altın dolu topraklarda özgür ve bağımsız olarak yaşıyor, yaşayacaklardır. O uğursuz kara günler ve kara güçlerin bizleri sonsuz mutluluğa ulus ve halk hizmetinde, Cumhuriyet döneminde artık yerleri yoktur ve olmayacaklardır.
Sayfa 69 - 3. bsk.__Ankara: AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2020Kitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Bir sınıfta zeki bir çocuğun daha çok Arapça olan bir okuma parçasını okuması dikkatini çekmiştir. Ezberciliğin sakıncaları üzerinde duran Gazi Mustafa Kemal Paşa, kendi çocukluk anılarından da örnekler vererek şöyle demiştir: "Ben çocukken hiç ezberleyemezdim. Öğretmenlerimden ceza alırdım. Lakin bundan memnunum. Her ezberlettiklerini belleseydim, dimağımda düşünmeye yer kalmayacaktı.”
Sayfa 63 - 3. bsk.__Ankara: AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2020Kitabı okuyor
Cemiyet Ziraat Mektebi yanındaki meydanı çam dallarıyla süsleyerek 23 Nisan'ı ilk defa kutlamak için erkek ve kız mekteplerine davetiye gönderip çocukların bu bayrama katılmasını istemiştir. Kız ve erkek talebelerin bir anda bayram yapmasına şiddetle karşı çıkan Vali ve Maarif Müdürü, mektepleri dolaşarak toplantıya katılmamalarını, katılacak öğretmenlerin işten çıkarılacağını ihtar etti. Bunun üzerine Mezunlar Cemiyeti konuyu Mustafa Kemal Paşa'ya şikâyete karar vermiş, durumun Paşa'ya arzı için Yunus Nadi Bey'in vasıta olmasını O'ndan rica etmişti. Yunus Nadi Bey, konuyu Mustafa Kemal Paşa’ya anlatınca Paşa, Muallimler Cemiyetinin bayram yapabileceğini, kendisinin de gelerek çocukların bayramını kutlayacağını söylemiş. Bunun üzerine Polis Müdürü Dilaver Bey, mekteplerin bütün talebesini meydanlara bıraktı. Merasim devam ederken Mustafa Kemal Paşa da bir binek oto ile merasim yerine geldi. Çocukların okudukları manzumeleri ve kahramanlık şiirlerini dinledikten sonra kısa bir nutukla onları kutladı. Bu bayramın adının "Hâkimiyet-i Millîye ve Çocuk Bayramı" olarak kabul edilmesini söyledi.
Sayfa 25 - 3. bsk.__Ankara: AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2020Kitabı okuyor
Reklam
Atatürk'ün 23 Nisan'ı çocuklara bayram olarak saymasında çağdaş bir içerik bulunmaktadır. Atatürk düşüncesinin temellerini oluşturan ilkelerden biri de tarihin bir ilerleme olduğu düşüncesidir. İlerleme düşüncesi de elbette ki, dinamik devrim ideali geleceğe yönelik olacaktır. Geleceği kuracak olan da bugünün çocukları ve gençleridir. Atatürk'ün 23 Nisan'ı çocuklara armağanı, Türkiye Cumhuriyeti'ni gençliğe emanet etmesi bu ilerleme düşüncesiyle bağlantılıdır. Bu yönüyle de Atatürk, ulusal önder ve devlet adamı olarak diğer ülkelere örnek olmuştur.
Sayfa VII - 3. bsk.__Ankara: AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, 2020Kitabı okuyor
Hoca'ya, saz çalmayı bilir misin? demişler. Elbette bilirim demiş. Eline bir saz vermişler. Perdelere basmadan zımbır zımbır, mızrabı vurmaya başlamış. Hoca demişler, parmaklar, perdeleri arar, bulur, basar da makamlara göre mızraptan ses çıkar. Bu ne biçim çalış? Hoca, onlar demiş, makamlarını bulamamışlar, arıyorlar. Ben buldum, bastım, çalıyorum.
Sayfa 143 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca, demiş birisi, demin bir kızarmış kaz gidiyordu. Bana ne? demiş Hoca. Amma sizin eve gidiyordu demiş. Hoca bu sefer de demiş ki: Sana ne?
Sayfa 132 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca, Temür'ün huzurunda bir gün, ok atmaktaki maharetinden bahseder. Temür, hemen yayla ok getirtir, buyurun der, dışarıya çıkarlar. Hedef dikilir. Hoca, söylediğine pişman olur amma iş işten geçer. Yayı gerer, oku fırlatır. Ok, hedeften bir metre sağa gider. Hoca, işi bozuntuya vermeden Temür'e, bizim sekbanbaşı, böyle atardı der. Bir ok daha atar, o da vızlayarak dağların yolunu tutar. Hoca, subaşı da böyle atardı der. Tesadüf bu ya, üçüncü ok, tam hedefe isâbet edince Hoca, Nasreddin kulunuz da der, böyle atar.
Sayfa 122 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca hastalanır. Komşu kadınlar başına toplanırlar. Hal hatır sorarlar. İçlerinden biri, Hoca efendi der, Allah gecinden versin, sana bir emr-i Hak olursa ne diyelim de ağlayalım? Hoca şu cevabı verir: – Kadınlara doyamadan gitti deyin de ağlayın.
Sayfa 107 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Reklam
Subaşı'nın eşeği kaybolmuş. Adamları, kol kol ayrılıp aramaya çıkmışlar. Yolda Hoca'ya rastlamışlar. Bağa gittiğini anlamışlar. Sen de o taraflarda ara demişler. Hoca, hem türkü söyler, hem gidermiş. Birisi, Hoca ne yapıyorsun? demiş. Hoca demiş ki: Subaşı'nın eşeğini arıyorum. Adam, bu nasıl eşek arayış? deyince Hoca şu cevabı vermiş: – El elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar.
Sayfa 92 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca hastalanmış,hastalığı da günden güne artmış. Istıraplı günlerinden birinde karısına, karıcığım demiş, git yüzünü gözünü beze, tak takıştır, sür sürüştür, en yeni, en güzel elbiseni giy de gel, yanıma otur. Karısı, a efendi demiş, sen bu haldeyken elim varır da süslenebilir miyim ben? O kadar vicdansız mı sandın beni? Hoca, maksadım o değil hanım demiş, galiba ecelim yaklaştı; Azrâil gelirse belki sana gönül verir, beni bırakır, seni alır.
Sayfa 41 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca'ya, kıyâmet ne vakit kopacak? diye sormuşlar. Hangi kıyâmet? demiş. Hangi kıyâmet mi, kaç kıyâmet var ki? demişler. Hoca, iki kıyâmet var demiş, karım ölürse küçük kıyâmet kopar, ben ölürsem büyük kıyâmet.
Sayfa 34 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Hoca’nın bir boğası varmış, yedi köyün ineğine yetermiş. Hükûmet, bir nümune çiftliği yapmış, bu boğayı satın almış. Gözleri sürmeli, gerdanı katmerli, tüyleri pırıl pırıl bir inek arz etmişler boğaya, başını çevirmiş. Ondan güzelini bulmuşlar, koklamış, beğenmemiş. Günler günü bu, böyle gitmiş. Hoca'ya başvurmuşlar, ne oldu bu boğaya demişler, yedi köye yeterdi, bir döl alamadık gitti. Gülmüş Hoca, elbette demiş, öyle olacak; hükûmet memuru oldu, bugün git, yarın gel diyor.
Sayfa 13 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
Her ne olursa olsun, Hoca, perdecileri olan, harem ağalarının dolaştığı haremlerde, beyaz topuklu, yalın yüzlü hizmetçilerin, nâz ile hırâmân olduğu saraylarda yaşamış bir tip değildir. Hoca, dert çeken, acıkan, ağlayan, bazen uman, istiyen; inanan ve sırasında inanciyle alay eden, efkârlanan ve sırasında efkârını bir nüktede boğan halktır, hem de tarih boyunca halk.
Sayfa 13 - İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2017Kitabı okudu
1,113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.