Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pınar

Ne o kimseyi sevmiş, ne de sevilmişti. kendi içi de, hayatı da bomboştu ; yalnızca umutsuzluğu hissedebilen bir robot Misali oradan oraya gidip normal bir insan gibi davranıyordu. Yalnızca en temel gereksinimlerini karşılıyordu.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Nora kök yaşamını düşündüğünde, esas sorunun, onu kırılgan yapan şeyin aslında sevgi eksikliği olduğunu anladı.
Sayfa 243Kitabı okudu
Boşyere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonları ile karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü.
Sayfa 177Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendime yalnızlıktan daha iyi bir dost bulamadım
Sayfa 124Kitabı okudu
Nereye gidersen git anılar hep seninle ve hayat böyle boktan bir şey işte
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Kimi zaman insanı diğer hayvanlardan ayıran en önemli özelliğin, dişisine kötü davranan tek hayvan olduğu önermesini ileri sürerdim ; dinleyicilerimse şaka yaptığımı düşünürdü. Halbuki bu ne bir kurdun ne de korkak çakalların işlediği kabahatlerdendir. Evcilleştirilmek suretiyle yozlaşmış köpekler bile yapmaz böyle şeyler.
Bazı insanların geçmişinde yaşadıkları ya da yaşayamadıkları o kadar ağırdır ki geçmiş geçmişte kalmaz, tüm zamanların hakimi olur.
Sanki başka bir gezegenden acı çekmek için dünyaya gönderilmişler gibi düşünüyorum bazen hassas insanları.
Zihin tıpkı bir örümcek gibi hiç durmadan ağlar örüp içinde takılı kalır.
Bodhirma, “Zihinle yüz yüze bakmaktır tüm mesele, zihninize direkt olarak bakmaktır. “ derdi. Direkt olarak bakmaya başladığınızda gördüklerinize şaşıracaksınız. Deli bir insan taşıdığınızı anlayacaksınız; bir tane değil aslında , bir tımarhane ; içinde birbirine karşıt bir sürü delinin oraya buraya koştuklarını, kavga ettiklerini, mücadele ettiklerini, savaştıklarını göreceksiniz.
Reklam
Yalnızlığınızdan korkuyorsunuz, kendinizle kalamıyorsunuz, başka birinin ilginizi dağıtmasına ihtiyacınız var ve o insana sahip olmak istiyorsunuz.
Bir insana bağlandığınızda, onu seviyor musunuz? Yoksa yalnızlığınızdan korktuğunuz için mi ona tutunuyorsunuz? Çünkü yalnız olamıyorsunuz, yalnız olmamak için o insanı kullanıyorsunuz.
Hiçbir şeyi baskılayamazsınız. Hangi yollarla kapatmaya çalışırsanız çalışın, hiçbir şeyi baskı altında tutamazsınız, bir şekilde yüzleşmek durumunda kalırsınız. Eğer kafanız karışıksa, yüzleşin.
Gözlerinizi kapatın , varlığınızı hissedip dokunmaya başlayın. Bilmeniz gereken ilk şey “Ben kimim ?” Geri kalan her şey ikinci sıradadır.
Kim olduğunuzu, niye olduğunuzu, nereye, ne için gittiğinizi bilmiyorsunuz. Sularla sürüklenen ağaç dalları gibi rüzgar nereye taşırsa oraya gidiyoruz.
Oysa sadece yalın bir kalp çarpabilir, vücutla birlikte , el ele. Sadece yalın bir kalp vücutla derin bir uyum içinde şarkı söyleyebilir. O noktaya ulaşabilmek için kalbinizi, kendi nabzınızı, kendi vuruşunuzu bulmak zorundasınız.
Reklam
Babam kollarını açıp beni şefkatle kucağına aldı. ‘’Ağlama yavrum. Böyle duygusal bir çocuk olursan hayatta daha çok ağlarsın...’’
Oturduğum yerden içleri bomboş olan ayakkabılarımı görebiliyordum. Onlar da oradan oraya savrulan yüreğim gibi bomboştular.
‘’Zaten herkes her zaman her konuda haklı. Haklı olmayan bir ben varım.’’
Saygı kolaylıkla nefrete dönüşebilir.
Vereceğim sır çok basit : İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. ‘’Gerçeğin mayası gözle görülmez.’’
Sayfa 84