Diğdem Abşin

472 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
İnsanları Sevmelisin ile başlayan ve başta Alman ve Yahudi olmak üzere Avrupalı mültecilerin trajedisinin anlatıldığı dörtlemenin son kitabı Cennetteki Gölgeler. Önce Almanya sonra da diğer Avrupa ülkelerinden pasaportları hatta kimlikleri olmadığı için sürekli sınır dışı edilen, hapse ve toplama kamplarına atılan mültecilerin en büyük hayali kıta
Cennetteki Gölgeler
Cennetteki GölgelerErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 201850 okunma
Reklam
524 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
1939 yılında, Fransa’nın Almanya’ya karşı savaş ilan etmesinin hemen öncesinde Paris’te geçiyor hikaye. Almanya, Münih Anlaşmasını yok saymış, Çekoslovakya ve Polonya’yı işgal etmiştir. Tüm dünya ikinci bir Münih anlaşması hayaliyle yaşarken Paris’teki mülteciler için tek şans kıta dışına çıkabilmektir. Romanın kahramanı, birkaç kere sınır dışı
Zafer Takı
Zafer TakıErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 0432 okunma
284 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Lizbon’da Bir Gece’yi okurken, İnsanları Sevmelisin’in devamını okuyor gibi oldum. Kitabın sonsözünde öğrendim ki aslında bir dörtlemenin üçüncü kitabıymış. Ben sıralamada hata yapmışım. İnsanları Sevmelisin ile başlayan Zafer Takı ve Lizbon… ile devam eden, Cennetteki Gölgeler ile sona eren hikaye Avrupa mültecilerinin trajedisini başından sonuna
Lizbon'da Bir Gece
Lizbon'da Bir GeceErich Maria Remarque · Everest yayınları · 2019130 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Josef Steiner ve Ludwig Kern’in hikayeleri etrafında vatandaşlıktan atılıp yıllarca diğer ülkelerin sınırlarında yaşamaya çalışan Alman ve Yahudi mültecilerin trajik hikayesi anlatılıyor İnsanları Sevmelisin’de. Yıl 1935, Avusturya. Mültecilerin kaçak olarak kaldıkları bir otelde Avusturya polisi tarafından yakalanan Kern ve Steiner
İnsanları Sevmelisin
İnsanları SevmelisinErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 2017319 okunma
472 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Otto Köster, Gottfried Lenz ve Robert Lohkamp, I Dünya Savaşında yan yana savaşmış, savaş sonrasının zor zamanlarında ayrılmamış üç arkadaş. 1920’lerin sonlarında Köster’in tamirhanesini ayakta tutmaya çalışan bu üçlü Patrice ile tanışır. Patrice her ne kadar ulaşılması güç görünse de, Robert ona kayıtsız kalamaz; birbirlerine aşık olurlar. Onların aşkı imkansızdır ama Robert’ın düşündüğü nedenlerden değil. Hikaye bu üç arkadaşın müthiş dostluğu ve Pat ile Robert arasındaki aşk etrafında anlatılıyor. Geri planda inanılmaz bir yoksulluğun olduğu, Nazizm’in ayak seslerinin duyulmaya başlandığı Berlin ve Almanya var. Diğer Remarque romanları gibi durağan, temposu çok yüksek olmayan fakat içeriği çok zengin bir hikaye.
Üç Arkadaş
Üç ArkadaşErich Maria Remarque · Everest Yayınları · 2022222 okunma
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Dönüş Yolu, Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’un devamı olan, Üç Arkadaş ile tamamlanacak bir üçlemenin ikinci kitabı. Dönüş Yolu, I. Dünya Savaşı’nın son zamanlarında başlıyor; cephedeki askerlerin barış esnasında ve sonrasında yurtlarına döndüklerinde yaşadıklarını konu alıyor. Batı Cephesinde…. romanın kahramanı Paul Baumer’in vurulması ve bir
Dönüş Yolu
Dönüş YoluErich Maria Remarque · Can Yayınları · 2000157 okunma
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Ateş ve Bedel, Yedi Kartal Efsanesinin üçüncü kitabı. Bu kitapla beraber yeni bir hikaye başlıyor. Ateş ve Bedel, Erbain Fırtınası’ndan 17 yıl sonra geldi; hikayede ise bizi yedi yıl sonrasına götürüyor. Beklenmedik bir dağılmışlıkla karşılıyor bizi kahramanlar. Hapse girenler, ölenler, gidenler… Onların sorunları irdelenmeye başlandığında ise hikaye Ateş Diyarı’na doğru kaymaya başlıyor. Daha fazla detay vermek okuyacaklara haksızlık olur. Ateş ve Bedel’de yeni bir evrene gidiyoruz; Saygın Ersin yeni bir dil yaratıyor bu evren için: Ateş Dili. Yeni kahramanlar ortaya çıkıyor. Hikaye iki dünya arasında gidip gelirken de biz Türkiye’nin bu 17 yıllık zamanda yaşadıklarını da görmüş oluyoruz bir bakıma. Hikaye öyle bir yerde kaldı ki, serileri neden tamamlanmadan okumamam gerektiğini bir kere daha anladım. Şimdi büyük bir istekle Taşlar ve Kapılar’ı bekliyorum.
Ateş ve Bedel
Ateş ve BedelSaygın Ersin · April Yayıncılık · 202376 okunma
624 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zülfikarın Hükmünde başlayan macera Erbain Fırtınası ile sona erdi. İlk kitapla başlayan, burada devam eden, yenileri eklenen gizemler ve tüm soru işaretleri çözüldü. Emanetler geri alındı; ocağın geleceği güven altına alındı. Behruz Usta’nın vedası efsaneydi; iki kitap boyunca konuşulan Elif etkileyici bir sahneye çıkış yaptı; gelecek kitaplarda hikayesini en heyecanla beklediğim usta oldu kendisi. Deneyimli bir fantastik hikaye okuyucusu olarak, başlangıçtan itibaren biriken sorularım cevaplarını fazlasıyla buldu. Alamut ve Hasan Sabbah efsanesi, karanlık da olsa kötü değildir; grinin farklı tonlarında dolaşırsınız Alamut söz konusu olduğunda. Ne iyidir ne de tam anlamıyla kötü. En azından benim için öyle. Hikayede yer alan Alamut başından beri negatif çağrışımlar yapıyordu. Hafif bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Fakat kitabın sonunda, ‘Dağın ışığı üzerine vursun, Alamut’tan selam olsun.’ cümlesiyle efsaneyi hakettiği yere oturtan sürpriz detay çok iyi geldi. Spoiler vermeden inceleme yazmak bu kadar zor olmamıştı hiç. Zülfikarın Hükmünü okurken hikayenin zenginliğinden çok etkilenmiştim. Bu kitabı diğer fantastik hikayelerden ayıran bu zenginlik ve hikayenin yaşanan zamana entegre edilmesi bana göre. Şimdiye kadar, sayısını unuttuğum kadar fantastik kurgu okudum. Benim için David Eddings farklı bir yerdeydi. Şimdi onun yanına Saygın Ersin’i de ekliyorum.
Erbain Fırtınası
Erbain FırtınasıSaygın Ersin · April Yayıncılık · 2020268 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yedi Kartal Efsanesi serisinin ilk kitabı Zülfikarın Hükmü. Saygın Ersin disiplinli bir yazar olmadığı için :))) sürekli geciktiriyordum okumayı. Yani 2. ve 3. kitap arasında 17 yıl var. Ben de bitmemiş hikayelerin devamı için aylar hatta yıllarca bekleyemem. İlk Fantastik deneyimim Yüzüklerin Efendisi ile bu kararı vermiştim. 2. ve 3. kitabı beklemek ömür törpüsü olduğundan sonraki fantastik ya da diğer serilerde hep tüm serinin çıkmasını bekledim. Sonra Pir-i Lezzet’i okudum ve artık uzak kalamayacağıma karar vererek başladım seriye. Yedi Kartal Efsanesi bu topraklardan ve Anadolu’yu Anadolu yapan tüm uygarlıklardan ilham alınarak yazılmış fantastik bir kurgu. İçinde neler yok ki; Lokman Hekim, Yediler, Solaklar, Yörükler, Alamut, Truva ve daha birçokları…. İlk kitap binyıllar öncesine giderek tüm efsanelerin ortaya çıkışını anlatırken 21. yüzyıl Türkiye’sinde bir hikayeye işliyor tüm bu harikaları. Daha fazlasını anlatmak okuma zevkini ve merakı etkileyeceği için detaylara girmiyorum. Ama dili akıcı, güzel bir fantastik hikaye isteyenler acil okusun.
Zülfikar'ın Hükmü
Zülfikar'ın HükmüSaygın Ersin · April Yayıncılık · 2023419 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yedi Kartal Efsanesi serisinin yazarı Saygın Ersin’in 17 dile çevrilmiş harika romanı Pir-i Lezzet. Bitmemesini isteyerek okuduğum kitaplardan biri oldu. Hem hikaye hem de dili çok akıcı. Hikaye, Osmanlı’da, tahmini olarak III. Mehmet döneminde geçiyor. Tahmini dedim çünkü isim belirtilmemiş. Satır aralarından anlıyoruz bunu. Bu bir kurgu olduğundan aslında birebir onun saltanatı değil de benzer karakterlerin saltanatı da diyebiliriz. Pir-i Lezzet’i ‘her aşçının bildiği ama o güne kadar kimsenin göremediği, yaşayan bir mucize’ olarak tanımlıyor yazar. ‘Bir mutlak damağa sahip, cümle tatları en ince ayrıntısına kadar ayırt edebilen ve yeryüzündeki tüm lezzetlere hükmedebilen, aşçılık sanatının kutsanmışı ve yeryüzündeki tüm lezzetlerin hükümranıydı Pir-i Lezzet.’ Peki son Pir-i Lezzet, Osmanlı sarayında doğar, ölümden mucizevi şekilde kurtulur ve yaşadıkları onu tekrar saraya getirirse ne olur? Hikayenin kahramanı Aşçıbaşı sayesinde hem Osmanlı Saray mutfağının detaylarını hem de onun Pir-i Lezzet olma serüvenini birbirinden güzel yemekler ve betimlenen lezzetlerle öğreniyoruz. Geri planda ise parlak günleri geride kalmış bir İmparatorluk, Harem siyaseti ve İstanbul var. Kitabı çok sevdim ben. Okuma yolculuğunda çıkmaza girenlere kısa ve güzel bir soluk olabilir.
Pir-i Lezzet
Pir-i LezzetSaygın Ersin · April · 2023613 okunma
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yarın Yarın, Pınar Kür’ün ilk romanı; zamanında, büyük ses getirmiş, yargılanmış, sansürlenmiş bir ilk roman. Geçmişte kitaplarını okuduğum bir yazar Pınar Kür. Özellikle Küçük Oyuncu romanı hayata bakışımda önemli bir yer tutar. Yarın Yarın ise çok uzun yıllar önce filmini seyrettiğim ve bu yüzden okuma gereği duymadığım bir romanıydı. Ne kadar
Yarın Yarın
Yarın YarınPınar Kür · Can Yayınları · 2017453 okunma
472 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Dersler ile sona erdi Ian Mcewan yolculuğum. Tüm eserleri içinde en çok sevdiğim romanı oldu. Hem karakterler hem de hikaye açısından oldukça zengin ve sürükleyici bir kitaptı. Romanın kahramanı Roland Baines’in hayatı etrafında, ikinci Dünya Savaşı sonrasından 2020‘lere kadar hem İngiltere hem de dünyadaki politik ve kültürel değişimler
Dersler
DerslerIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 202389 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Jim Sams bir sabah uyandığında kendini devasa bir yaratığa dönüşmüş şekilde bulur. Önceki hayatında bir hamamböceği olan Jim, o sabah kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulur. O sırada İngiltere’de, var olan ekonominin akışını tersine çevirmeyi hedefleyen ‘Tersincilik’ ideolojisi çok popüler bir hale gelmiş ve referandumdan galip çıkmıştır. Başbakanlık konumundaki Jim, popülist söylemler ve akıldışı politikalarla güçlenmeye başlar ve ülkeyi büyük bir yıkıma götürecek tersincilik kanunun parlamentodan geçirilmesi için bir ‘hamamböceği’ kafasıyla birbirinden aşağılık kararlar almaya başlar. Ian Mcewan hikayeyi oluştururken, İngiltere’deki Brexit referandumu ve ülkeyi buna götüren olaylardan yola çıkmış. Mcewan’a göre siyaset hayatına çirkin ve yabancı bir şeyler girdi. Bu sebeple de kitapta, popülist siyasetçileri, canlılar arasında en hor görülen en aşağılık varlık olan hamamböceği olarak yaratmış. Hamam böceklerinin pislikle ve olumsuz koşullarla güçlenmesi gibi, popülist ve diktatör siyasetçiler de, savaş, nefret, ayrıştırıcılık gibi söylemlerle güçleniyorlar. Kitapta anlatılan siyaset çok tanıdık ve rahatsız edici. Yazar bu hikayeyi ‘umutsuzluğun kahkaha ile birleştiği noktada’ yaratmaya karar vermiş; tıpkı bizim yaşadıklarımızla başa çıkamayıp alay ve kahkahayla cevap verdiğimiz zamanlarda olduğu gibi.
Hamamböceği
HamamböceğiIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2020222 okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Teknolojik yeniliklerle dolu alternatif bir 1980’ler Londra’sında geçiyor hikaye. Bu alternatif dünyada, İkinci Dünya Savaşı’nın kahramanlarından Alan Turing ölmemiş ve yapay zeka üzerine yaptığı çalışmalarla robotların geliştirilmesine büyük bir katkı sağlamıştır. Finans piyasalarında online işlemler yaparak hayatını kazanmaya çalışan Charlie
Benim Gibi Makineler
Benim Gibi MakinelerIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2019291 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yeni Yalan Zamanlar üçlemesinin son kitabı Safran Sarı. Üçlemeye tek bir inceleme yazmanın doğru olacağını düşündüm. Bu üç kitap birbirinden bağımsız olarak okunabilse de, seride devam eden bir kurgu olmasa da bir bütün bana göre. Yeni Yalan Zamanlar, Türkiye’nin 90’ların ortasında başlayan dönüşüm sürecini farklı zaman kesitlerinde gözler önüne
Safran Sarı
Safran Sarıİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2020794 okunma
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.