Taburcu olamadığımız bir sevdadan kalma
günahlarla açtığımız yaraları farklı şehirlere
taşımış, ölü ozanlardan dinlediğimiz şarkılarla
bıraktığı izin ikimizce aynı olduğunu anlamışız
ŞİZOFRENİ
Hep bir yabancıya bakar gibi mayası efkâra
çalan gözlerin eylülün ekime vedası gibi giderken
Bir ayağı kapıda sevgini beyhude bir
çabayla durdurabilir miydi sözlerim
Aklında kalbine iyi gelen
bir başkasının gülüşleri varken
Mutlu sanılan her hikâyede olduğu gibi kapı
gıcırtısında vedalar seyrini değiştirebilir
Sabıkalı bir şehrin icralı kaldırımlarında
uzak anlamları olan basit bir cümleyle
düşlemek Ve aylak bir çobanın kavalından
şarkı yapıp ezgilere bağışlamak
Çolak bir ressamın elinden resmetmek
bir tabloda seni cinayettir bilirim
Adın karışıyor her akşam vapur sesleriyle
soğuk bir limandan kalkan giden yolcular
arasına, tanımadan el sallıyorum şirret şarkılar
eşliğinde ve verem teşhisi konulmuş şiirlerle
Rakımı yüksek uçurumları bir ayağı kırık
şövalede gözlerinin en tepesine çiziyorum
ne zaman niyetlensem ölmeye,tebessümlerine
ayağım takılıyor, kirpiklerinin en karasına düşüyorum
Refakatçisi olduğum kasvetli bir
gecenin ayazında, henüz repertuarında
olmayan müsterih bir vedayla git
Herkes ve her şeyden habersiz, ben bilmeyeyim mesela