Gerek obsesif mükemmeliyetçilik gerekse narsistik yanımızın, mükemmeliyetçiliğin temelinde sevgi yoksunluğu ve değersizlik yatıyor. "Başarılı olmazsam sevilmem,başarılı olmadıkça değerli olamam,"şeklindeki düşüncelerinin tezahürüdür bu.
Zamanında ebeveyninin çok fazla istismar ve ihmaline maruz kaldıysan eğer, profesyonel bir kurtarıcı oluyorsun. En baskın özelliğin kurtarmak,tamir etmek. Doğal olarak da bağımlıyı,narsist,dominant,sorumsuz kişiyi mıknatıs gibi çekmek.
Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek,sizi incitecek,size acı verecek,sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.
Lao Tzu
Annemiz, kendi içinde iyi ben ve kötü beni barındırır. Bizimle kurduğu ilişkide bizi kardeşlerimizden ayrı seviyor diğerlerini öteliyorsa bu demektir ki iyi beni bize kötü beni kardeşimize attı.
Çocuklar annelerine öfkelerinden dolayı bazen onların tersine bir kişilik geliştirebilir ve bu da anneye duyulan öfkeyi kendilerine yansıtmalarına sebep olur.Anneye duyulan öfke bazen de bedene yöneltilir ve beden kendisini bu öfkeden korumak için kilo alır. Bazen de aşırı zayıflığa dönüşür bu, çünkü anneye ait olmak istemez kişi.
Çocuklar sünger gibidir.Ebeveynlerinin sevgi,özen ve yardımlarını özümserler.Uzun süre su görmeyen bir sünger en sonunda sertleşir ve kurur.Sevgiden,ilgiden ve yardımdan uzun süre uzak kalan bir çocuk da sertleşir, duvar örer, duygusal besin alıp verme konusunda sıkıntılar yaşar.
Duygusal olarak ihmal edilen çocuklar duyguları, kendileri ve başkalarının duyguları hakkında kör bir noktayla büyürler. Ebeveyn olduklarında, kendi çocuklarının duygularından habersizdirler ve çocuklarını aynı kör noktaya getirerek büyütürler.