Ahmet Hamdi Tanpınar, onun Bahariye caddesine bakan küçük odasının saksılarla süslenmiş geniş penceresinde, ses ve sadanın kesilip fenercinin caddedeki havagazı lâmbalarını yakmaya başladığı saatleri çok sevdiğini ve muhayyilesinin asıl boyutlarıbı bu saatte bulduğunu anlatır.