Uğur Akbulak
@BirAbdal
“BirAbdal’ın çığlığı Bize Kalan, “Ahh Dersîma” adlı kitabların yazarı
Yazar
İstanbul
54 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Ben sana hep yalın çıplaklığımla geldim !
Düşüm sana,
Türküm sana;
Şiirim sana ,
Her şey hep sana olarak geldim.
Bir elimde tarih kadar eski jeopolitik dengeler !
Bir elimde yeni dünya iksiri,
Gözlerime bakıp evet demesen düşeceğim.
Bilsem kî evren ikiye bölünecek !
Ekvator göbeğinden çatlayacak,
Güneş paramparça olacak,
Senin
Uğur Akbulak tekrar paylaştı.
Kadim bir kentin
Tüm güzelliği,
Bir kadının çaresizliğiyle çirkinleşiyor.
Uğur Akbulak tekrar paylaştı.
-Bir ömür bir yarayla geçiyor.
+Ömrümde ilk defa bir yarayı çok sevdim.
Okur Takip Önerileri
Uğur Akbulak tekrar paylaştı.
An olur ebedi bir suskunluk çöker bu kente…
Gülüşler azalır, bakışlar solar.
Gün gelir yalnız bir gülüşün kalır, o büyük sevdalarda biter elbette.
Vakit durur şarkılar susar, anılar geçmişte, ayrılıklar ve acılar gelecekte.
Ve bilsen susmak, ne korkunç bir işkence.
Uğur Akbulak
Uğur Akbulak tekrar paylaştı.
Cumartesi
Gözlerim kapıda , kulağım seste,
Gün Cumartesi “anneler” yasta.
Ağlamalar kıyamet, gülüşler sahte
Eyüp oğul ne olur çıkıp da rüyandan mihmana gelsen!
Yenilmişliklerin ve tükenmişliklerin yaftasını her an boynumda taşıyorum.
Artık hiç bir güzelliğin muştusu, yüzümde ufakta olsa tebessüme, umar değildir.
Şimdi sevgilim, kalbim şavaş meydanı gibi paramparça.
Uğur Akbulak
Ölümüz göçük altında, dirimiz göçük üstünde nefessiz kaldık.
Yarımız anayurdunda, yarımız gurbet elinde, tükenen umutlarla biçare bekliyor olduk.
Uğur Akbulak
Ben tepeden tırnağa namus, yaşamdan ölüme kavgayım.
İster işkence olsun, ister müebbet mahpus,
Ezilmiş her mazlum halkın ebedi perestişkârıyım.
Uğur Akbulak
Her aşk sevdayı acısıyla birlikte getirir…
Ve her bahar muhakkak coşkusuyla bir gün fırtınadır dingin limanımızda.
Ben artık bakmak istemiyorum, yorgun düştüğüm şehirlerin deniz kıyılarına, ruhumu titreten şarkıların ve şiirlerin en dokunaklı yanlarına.
Uğur Akbulak
An olur ebedi bir suskunluk çöker bu kente…
Gülüşler azalır, bakışlar solar.
Gün gelir yalnız bir gülüşün kalır, o büyük sevdalarda biter elbette.
Vakit durur şarkılar susar, anılar geçmişte, ayrılıklar ve acılar gelecekte.
Ve şimdi bilsen susmak ne korkunç işkence.
Uğur Akbulak
Tahammülün, tahakkümün en yoğun olduğu bir tarihin, Alişir ve Zerîfe’siyiz şimdi.
Kölelik; ses çıkıp, ışık yanıncaya dek devam edecektir.
Seslerin, yumrukların ve şarkıların aynı tonla buluşmasının vaktidir, haydi.
Uğur Akbulak
An olur, insanın içinden ayrılıklar bir başına yürüyerek intihar eder.
Yalnız duvarda bir resim kalır.
Hüznün ve aşkın mavisini, fırtınalı bir hayatın orta yerinde bir kavga vermişliğinin gururu ile yaşar gidersin öylece.
Uğur Akbulak
Uzun-uzun düşünüyorum şimdi…
gök gürültülü akşamların koynunda sağanak-sağanak ıslanıyor anılarım.
Teker-teker düşüyor kaldırım kenarlarına, Özlem’le yazılmış şiirler, gülümseyen bakışlar, ilk göze göze gelmelerimiz, ve umutlarımızın yeşerdiği o mordan çalma acayip güzel gece.
Ürküyorum ansız ve de kimsesiz…
Uyanıyorum öylece ve korkularımla
Bana her gece, bir ayın en karanlık gölgesinde efsunlu bir sen dokunurdu.
Ve ben atardım tüm yalnızlığımı, arınırdım korkularımdan, kuşkularımdan.
Sonra bir türkü tuttururduk masmavi ve de bir türkü ki, kucak dolusu sımsıcak.
Yani anlayacağın sevgilim!
Seninle güzel bu tutku, ve seninle ısınır bu gezegen ancak.
Uğur Akbulak
Burda anılar bölük pörçük, hikayeler yarım yamalak.
Burda evler yıkık dökük, ve penceresiz, kapısız, kilitsiz.
Gök her zamankinden gürültülü, vede ürkütücü.
Burda insanlar umutsuz, ölü bedenlerde bir ruhtur sanki.
Burda çocuklar aç, bilsen nasıl sevgiye muhtaç.
Uğur Akbulak
Düşüyor cemre, ısınıyor toprak.
Yaklaşıyor usul usul kabuslar, vede koyu zeytunî bir akşam.
Serzenişlerim, sevinçlerim ve yemyeşil bir bahçede çoluk çocuklu evim.
Doğuyor güneş, oluyor mordan çalma bir sabah.
Yok oluyor birden bire, yine karanlıkta bir başına benim.
Uğur Akbulak