Gandhi
@BirDemetSevgi
Tanrı dünyayı yarattı,yok etmek için de insanı….
81 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
Doğa koşullarının sertliğine ve acımasızlığına karşın,bozkır insanlarında ölüm korkusu ve ruhsal karışıklıkla yoktur,yaşama tam bir bağlılık vardır.
Sayfa 343Kitabı okudu
Osmanlı “Türk” deyimini hakaret anlamında kullanırken,bir Türk ulusu yaratma ve geliştirme çabasında bulunan Atatürk,Türk tarihi araştırmalarına büyük önem verir.
Sayfa 142Kitabı okudu
Çin ve Roma,bol miktarda ücretli Türk askeri kullanmıştır.
Sayfa 120Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Türk ulusunun kurucusu,kuşkusuz göçebe Türkmendir.
Sayfa 86Kitabı okudu
Bizim Anayurdumuz Orta Asya ise,Anadolu nemizdir?
Buna “cici anne yurdumuz”diyerek mi karşışlık vereceğiz?
Anadolu da gözü olanlar “İşte biz de bunu söylüyorduk,Anadolu Türklerin yurdu değildir,onların burdan çekilip Orta Asya’ya gitmeleri gerekir” demezler mi?
Sayfa 35Kitabı okudu
Güney Kore ve Çin teknolojide ABD ve Avrupa’ya nal toplatıyor.
Elon Musk'un desteklediğini açıkladığı, vakumu azaltılmış manyetik raylı tren projesi 'Hyperloop' başarısızlıkla sonuçlanırken, Çinli uzay şirketinin hayata geçirdiği manyetik tren, yeni bir hız rekoru kırdı...
Bu savaşı 2014’te asıl başlatan ABD’ydi. Nedenini de ABD resmi kurumlarına “strateji hazırlayan” Stratfor’un kurucusu George Friedman’dan aktaralım:
“Eğer Batı, Ukrayna’yı kontrol altında tutabilseydi, Rusya savunmasız kalabilecekti
Putin,yaşanan savaşta teslim olmayı reddeden Ukraynalıların “Ruslar teslim olmaz” diye bağırarak ölümü tercih ettiğini söyledi ve şu çok dikkat çekici tezi ortaya attı: “Onlar hâlâ kendilerini Rus görüyor. Bu anlamda tüm yaşananlar iç savaş olarak gösterilebilir.👍
Cezaevleri esas olarak, insanların “ilaveten cezalandırıldığı” değil, verilen “serbestlikten mahrumiyet” cezasının “sadece infaz” edildiği yerlerdir.
Bir başka deyişle, bir cezaevi aslında bir eğitim ve bir tedavi kurumu olarak düzenlenmeli ve öyle yönetilmelidir.
Oradaki tutuklu ve mahkûmların da aynen orada görevli olan devlet memurları gibi, birer insan oldukları asla unutulmamalıdır
—-E.Kongar
1985’te Filistinli teröristlerce kaçırılmakla ünlenen Achille Laura gemisinin 1994’te yine turistik bir sefer sırasında yanarak battığı gün, yazar Marcel Moreau da yolcuları arasındaydı. İyi yüzme bilmiyordu. Yolcuların canlarını kurtarmak için denize atladığı anda o da sırtına bir can yeleği geçirmiş ama suya atlamakta tereddüt ediyordu.
BAŞKASI YAŞIYOR YA DA YAŞASIN DİYE
Yavaş yavaş yan yatan geminin güvertesinde can yeleği bulamayan küçük bir kızın hıçkıra hıçkıra ağladığını görünce “Ben çok yaşadım, artık ölsem de olur” diye düşünüp yeleğini kıza verdi ve
halata tutunup suya kaydırdı korumasız bedenini.
Denizde öylece, yüzmeye bile çalışmadan gücünün kesilmesini beklerken iki genç kadın geçti yanından. Bir yandan sağlam kulaçlarla suyu yarıyorlar, öte yandan “Ne biçim gemiymiş, yeterli can kurtaran sandalı bile yok! Neyse ki kıyı uzak değil, 15 dakikada varırız” diye sohbet ediyorlardı.
Marcel Moreau, birden canlandı ve yüzmeye başladı, iyi kötü. Yarım saat sonra sahil muhafaza tarafından kurtarıldı ve kitaplarını yazmayı sürdürdü.
Bir yandan umut yitimine uğrayan Cumhuriyetin emanetçisi genç kadınlar, çözümü canlarına kıymakta buluyor:
- Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü 1. sınıf öğrencisi Elif Coşkun (18), yerleşke içindeki banyoda bornoz ipiyle asılı halde bulundu.
- Son bir ayda dördüncü intihar: Hacettepe Üniversitesi Beytepe Öğrenci Evlerinde bir öğrenci odasında yaşamına son verdi. - Geçtiğimiz aylarda da Eskişehir, Ankara gibi büyük kentlerde üç öğrenci birden canına kıymıştı.
Ne acıdır ki yetkililerin kulakları işitmiyor, gözleri görmüyor, ağızları kilitli...
—A.Binyazar
Aşağıdaki haber de bugünden,ya duymadıklarımız!!!
Neden,Niçin?
Neler oluyor????
Irak Halepçe'de bir sokak köpeğin, yıllarca taş taşıtılan ve güçten düştükten sonra başıboş bırakılan ayağı kırık katırı tehlikelere karşı koruması duygulandırdı.
Hepimizin gözleri önünde yaşanan, suçluların apaçık ortada olduğu böyle bir katliamda ölen öldüğüyle kalırsa, içimizdeki isyanla adaletsizliğe karşı çıkmazsak, duyduğumuz öfke ve yakıcı acı ile haksızlığa direnmezsek, sorumluların hesap vermek yerine daha fazla din sömürüsü yapmasına sessiz kalırsak yaşamanın anlamı nedir?
—Z.Kalkandelen