Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
Gece midir insanı hüzünlendiren, Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren, Yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz kaldım,
Terketmedi sevdan beni
Sabahattin Ali şöyle diyor;"Bana ne kadar kötülük yapılırsa yapılsın kimseye saygısızca gitmedim. Aram bozuk olsa bile birinin bana ihtiyacı olsa hiç düşünmeden giderim ama görüyorum ki saygının sevginin hatta şefkatin bile iyileştiremeyeceği insanlar var."
"Ertelenen bir arama, geç kalınan af dileyişler, geç gelen farkındalıklar, o anın güzelliğini kaçırmalar, içinden geleni söyleyemeyişler insanın omuzunda bir yük olarak duruyor. O yüzden içinizden geleni yapın, taktiksiz, tertemiz ve içten."