Yazarın, ilk "uçurtma avcısı" kitabını okumuştum.
Beni duygulandıran nadir kitaplardandı.
Bin muhteşem güneş kitabı da, aynı şekilde.. Afganistanda yaşanılan zulmü belki anlamak zordur ama kitap bana bunu hissettirdi. Küçük yaşta, babası yaşında adamlarla evlendirilen kızlar, sürekli var olan bir ailevi şiddet. Tecavüzler, dışarıda bombalar. Ama aynı zamanda hiç tükenmek bilmeyen bir ümit.. Hayata tutunma çabaları, kurulan hayaller ve insan kalma çabaları..
Okurken hep şunu dedim; ne olursa olsun ne yaşarsan yaşa, insanın hayatta kalma isteğinin önüne geçemiyor.