Burcu
Burcu
@Biyuarsiyou
Öğretmen
İzmir
27 reader point
Joined on January 2018
Ben bu kitabı 821 günde bitirmiş gözüküyor olsam da olayın aslı öyle değil. :)
Buradan okuduğum bir incelemeyle (fazla siyasi denildiği için) kitabı yarım bıraktım.
Baktım kitaplığımda duruyor, gel yeniden başlayalım dedim.
Okuyun, okutturun efendim. Hayat felsefesi edindiğim düşünceler var, oldu. İyi ki devam etmişim dediğim bir kitap. Müthiş bir kitap. İkinci kez okursam başucu kitabım olabilir belki? :)
Kürşat Başar'a ait okuduğum ilk kitaptı. Üniversite zamanında alelacele herhangi bir kitap okumak durumundaydık o yüzden beklenti içinde almadım kitabı. Kitaba da son beş sayfasını okumaktan başlayarak hata yaptım ve bütün sırrı bozdum. Haliyle kopya çektiğim için beklenti oluşturdu bende okurken. İlk başlarda dilini garipsedim fakat sonraları yazarın sade ve anlaşılır bir dil kullandığını anladım. Zaman karmaşası var diyenler var, bu durum beni rahatsız etmedi. Aksine kitaba hareketlilik katmış. Akıcı ve her türlü duyguyu tattıran bir eser. Bir aşk hikayesi... Hayran hayran bir sonraki sayfayı çevirirken buldum kendimi. Altı çizilesi pek çok cümle var. Bugün tekrardan okudum ve bence şans vermelisiniz.
Beni benden alan bir Agatha Christie kitabı daha... Sonunu söylememek için kendimi zor tutuyorum. Yine ters köşe yaptı ve afallamış olmam nedeniyle kitabın son cümlesine kahkahalar atmış olabilirim. Büyük bir boşluktayım şu an. O yüzden yeni bir Agatha Christie kitabına başlama vakti geldi.
Reader Follow Recommendations
1000kitap listesinde en çok okunan kitaplar arasında yer alan Hayvan Çiftliği'ni okumayan ya da konusunu bilmeyen az kişi vardır diye düşünüyorum.
Kitabı üçüncü kez okuyorum ve tekrar okurum dediğim kitaplardan.
Konuya gelirsek: Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlar, kendilerini savunan insanlara kafa tutup çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Hayvanlar arasında en akıllı hayvan domuzlardır.Domuzlar, çiftlikteki hayvanlara liderlik ederler. Fakat gün geçtikçe domuzlar, insanlardan daha baskıcı olmaktadır (...)
George Orwell'ın, Stalin'i baş sömürgeci domuzun yerine koyma cesareti deyip susuyorum . Orwell, kitapla birlikte Stalin'i bir güzel yermiş. Siyasi hiciv diyebiliriz. Kitapla birlikte tarihi olaylara farklı açıdan bakma fırsatımız oluyor.
Kitaptaki favori cümle: Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır. Özgürlük değerli olduğu ölçüde kırılgandır da...
Scout ve Jem.
Maycomb'da (Güney Amerika'da) yaşayan kardeşlerdir. Babaları bir avukattır ve çocuklarını 'erdemli', 'önyargısız', 'ötekileştirmeden' yetiştirmeye çalışmaktadır.
Kendisi de Maycomb'da sevilen birisidir.
Taa ki?
Avukat, siyahi bir adam olan Tom Robinson'un davasını alıncaya kadar..İşler karışır. Tabir yerindeyse "Zenci" ve "Beyaz" soğuk savaşı bir kez daha derinleşir.
Öte yandan gizemli bir ev ve orada yaşayan ürkütücü kişi, Boo Radley.Onu çok merak eden ve evden bir kere bile dışarı çıkması için Scout, Jem ve Dill' in türlü şeyler yapması, uğraşması. . Hatta kitabın giriş kısmını oluşturur bu maceralar.
Olaylar küçük kızımız Scout'un ağzından anlatılıyor berrak bir şekilde. O kadar basit kelimeler seçilmiş de yazılmış ki kitabı okumak pek için pek çaba göstermeyebiliriz ama anlamak, tartışmak için de bir o kadar üzerinde durabiliriz.
Kitabı okurken birazcık Şeker Portakalı'na aklım kaymadı değil. Ben benzettim.
Bundan sonrası SPOILER içerir.
*Üzüldüm. Çünkü ırkçılıkla mücadele ederiz. Fakat toplum baskısı da önemli olur mu bir yerde? Keşke sonu böyle olmasaydı Tom Robinson..
*Üzüldüm. Jem, o gizemli kişiyi göremedi, göremeyecek..
Hayata çocukların gözünden bakabilsek keşke. Saf, temiz duygularla bakabilsek
Irkçılığı yaşatmasak kalbimizde, zihnimizde..
