Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Şimşek

"Sırayla tımarhane gibi bir yere giriyoruz. Bu kulağa... aşk gibi geliyordu."
Sayfa 86 - -AmeliaKitabı okudu
Reklam
Bu rüya hiç bitmesin, hep benimle olsun istedim. Belki de bu yüzden daha çok fotoğraf çekmek istiyoruz, o rüya bitse de küçük bir parçası bizimle kalsın diye.
Sayfa 106Kitabı okudu
Kendime sürekli, "Burada misafir sensin, bunu hiçbir zaman unutma," diyorum. Yemyeşil zeminden arkada yükselen dağların siluetine kadar her şey o kadar büyüleyici ki... Düşünüyorum da ânı yaşamaktan daha güzel bir şey var; ânı hatırlamak. Sanırım beni en çok hayatta tutan şeylerden biri, hatıralarım.
Sayfa 102Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Banklara yatıyorum; sadece yıldızlar, ben ve müzik. Sanki dünyada başka hiçbir şey yokmuş gibi...
Hayatta bazen karşılıksız attığın adımlar bir yolunu bulup sana karşılığını verebiliyor.
Reklam
Ama aslında tam da bu seyahatin en sevdiğim yanlarından biri, dışarıdaki dünyaları keşfederken aynı zamanda kendini de keşfetme hissi...
Doğaya yakın olmayı bu yüzden seviyorum, her seferinde beni bir şekilde şaşırtmayı başarıyor. Dünyanın neresine gidersen git, bambaşka bir şey çıkıveriyor karşına. Ve işte, yeniden şaşkınlıkla sırıtırken buluyorsun kendini. " Tamam, artık hayatım boyunca bundan daha güzel bir şey göremem," dediğim her seferde çıtayı biraz daha yükseltiyor. Gezdikçe sürprizlere alışırım sanıyorsun ama alışamıyorsun."
...sade ama etkileyici. İnsanı âna getiren , dünyanın ondan habersiz neler yaptığını gösteren şeylerden biri güzel günbatımları. Biraz hüzünlü, belki biraz da umutlu.
"Bu son simit, bu son rakı, son kez bu sokaktan geçişlerim," diye tekrarlıyordum. Sanki son olduklarını idrak edersem, kıymetlerini daha iyi bilecekmişim gibi...
Reklam
Lacivert'in sonrasında söyledikleri her şeye bedeldi. "Ancak bu bağ bir şekilde seninle aile olmamı sağlayacaksa istiyorum."
"Onun koruması olmadan, yalnız hissettiğimden bahsediyordum ama asıl kollarından ayrılmak, yalnızlığın en lacivertine hapsolmaktı."
Masanın ortasında duran minik vazodaki iki adet sarı şakayığı görünce, dayanamayarak birini elime alıp kokladım. Kışla baharın arasında kalmış, iki mevsiminde kokusunu taşıyan çiçeği, avucumun içinde tutarak özenle kokladım. Bir pamuk kadar hafif dokunuşuyla elimin içini okşadı. İnce ve hassas yaprakları dik duruşunu engelliyor ama zarafetinden hiçbir şey kaybettirmediği gibi, ona has narinlik katıyordu.
"...Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir..."
Çeyrek ay pırıl pırıldı. Deniz sessizce kumsalı okşuyordu. Hava bahar kokuyordu. "Ne güzel, ne mübarek bir yurdumuz var.." diye düşündü, ".. Yerlisi, göçmeni, dağlısı, ovalısı, doğulusu, batılısı, hepimiz, bir aile, bir millet olsak, birbirimizi sevsek, çok çalışsak, yollar, fabrikalar, okullar, hastaneler yapsak, ilkellikten, bağnazlıktan kurtulsak, mutluluğu, refahi, uygarca ve özgürce yaşamayı biz de tanısak.." Özlemle içini çekti. Yüzbaşı Faik'i büyüleyen, hayallere salan bu güzellik gün ışırken kana bulanacaktı.
Sayfa 223 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
"Babam çevresindeki dünyayı gönlüne göre yoğurmuş biriydi. Sorun. Babanın dünyayı siyah-beyaz görmesiydi. Ve neyin siyah neyin beyaz olduğuna karar verişinde. Hayatı böyle yaşayan birine duyduğunuz sevgiye mutlaka korku eşlik eder. Belki biraz da nefret."
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"İnsanlar her zaman asla yapmayacaklarını söyledikleri şeyleri yapıyorlar." "Sevilmek hediyelerin en güzelidir Harriet. Ama sevilmenin en zorlu kısmı ne biliyor musun? Kendini sevilmeye teslim etmek. Sevilmene izin ver balım, sevilmeyi hakediyorsun."
Kanes YayınlarıKitabı okudu