Bir şair olsaydım, mandalinalar için sayfalarca şiir yazardım. Yok yok "o da ne öyle" dediğiniz cümleler çınlıyor kulağımda. Lakin mandalinalar çok güzel hem bir kere kokusu taa kucuklugunuzde soba üzeri kokulardan biriydi mesela. Dış kabuğuyla bir bütünmüş gibi gözükse de içi paramparça. Ne dert gördü ne tasa acaba.. Damarları var hem. Parçalarına rağmen tutunmaya çalışan, yaşamak için can atan o beyaz damarlar..
Ah canım anne ve yavrusu.. Bir de onlar var tabi. Ayırman gerek ama anneyi mi önce yiyeceksin yavrusunu mu. Anne mi görse daha az üzülür yavrusunun yenilerek ölüşünü, yoksa yavru mu.. Bu kararsızlık arasında seçim yaparken diğerini avuç içinde saklamak.. ki birbirlerinin ölümünü görmesinler.
Vicdan girer devreye işte bir mandalina yerken bile. Öyle hoş meyve diyip yutmamak lazım bazen.
Umut ne mi? Size burda o kadar cümleyle anlatamam lakin bir kaç cümle söylemem gerekirse;
Hayatınızın en dip, umutsuz vaka olaylarını yaşarken, pes etmeye ramak kala çıkıp gelen bir tesadüftür. Hiçbir şey bitmiş değil. Kendimden biliyorum. Sevmenin sevilmenin gerçekten 'Hah işte tam da bu' dedirttiği o andan.. Sıkı durun, anı bekleyin, boş insanlarla öldürmeyin. Beklediğiniz size saçma sapan bı şekilde umudunuzun olmadığı yerlerden gelicektir. İnanın çocuklar.. 🖤